Önyargılar ile beynini hapsetme

Ferhat Ünlükal
3 min readJun 16, 2023

--

Herkesin hayatında istemediği şeyler olabilir. Nike’ın lideri Larry Miller’de gençken cinayet işlemiş, hapisteyken Üniversite diploması olarak kendi hayat çevrimini değiştirmiş bir kişi. Nike’ın liderliğine yükselirken bu geçmişini saklamak durumunda kaldı.

İş hayatındaki önyargıların bir örneğini ortaya koyan çok güzel bir örnek. İnanç sistemi, hep temiz aile çocuklarının, düzgün mükemmel CV’lerin o işleri yapacağı inancı, esasında her zaman doğru değil ve önyargılar bunun üzerinden engeller.

Şu ana kadar iş hayatımda gördüğüm, en iyi çalışanların, ihtiyaç sahibi, hırsları olan, küçükken ısırılmış bireylerden olduğunu görüyorum. Önyargılar bu noktada çok daha iyi çalışanları kaçırmak anlamına mı geliyor. Adil ve eşitlikçi bir ortamın sunacağı fırsatları kaçırıyor muyuz?

Larry’nin deneyimi, iş dünyası liderlerine, bir bireyin hata yapmasının bir kuruluş içinde değerli olamayacakları anlamına gelmediğini çok güzel anlatıyor.

Önyargılar, olaylara bakış açımızı değiştiriyor ve hiç beklemediğimiz kişilerin fikirlerimizi değiştirdiğini görüyoruz.

Bugünün dijital dünyasında geçmişi saklamak daha zor ancak 1982 için bunu yapacak bir ortam oluşmuştu.

Başlangıç yapma ve kayda değer bir başarı için insanlara şans veriyor musunuz?

Larry başkan olmak bir yana, bu firmaların kapısından geçebilir miydi? Toplumsal damgalamalarımız, etiketlemelerimiz, olayları öyle görme isteğimiz, kapitalist dünyamızın mı yoksa güç merkezli egolarımızın mı meyvesi.

Eşitlik, adalet çok daha elzem. Kusurlu bir geçmişin kariyer yolculuğundaki etkilerini önyargılar ile mi yöneteceğiz?

Pervasız bir çocuktan, başarılı bir iş adamına giden yolculuğu, önyargılarımız ile beynimizi hapsederek mi engelleyeceğiz?

Isırılmış çocukların acılarının dindirmek için, başarıya daha aç olduklarını görmeyecek miyiz?

İnsanın elinde olmayan seçimleri var. Doğuştan yoksul bir aileye doğmuş olabilirsiniz. Bir azınlık olabilirsiniz. Etiketleme ve yukarıdan bakma konusunda çok yetenekliyiz. Politik görüşleri farklı insanların birbirine bidon kafa olarak adreslemeleri de bu zihniyetin bir parçası değil mi? Ancak bunu söylerken, mutlaka kendinizi o insanların yerine koyun ve onların yerinde sizin olabileceğinizi düşünün. Sizde bir dilenci, köprü altı çocuğu olamaz mıydınız? Yanılıyorsunuz, olabilirdiniz ve hala olabilirsiniz. Allah biliyor ve kendinizi büyük görmeyin.

Sosyal huzursuzluklar, depremler bir anda sizi de o insanların yerine koyabilir. Malınıza, mülkünüze, makamıza güvenmeyin. Onların hepsi gelip geçici.

Onlara şans verilmemiş olabilir. Onlara o şansı verirsek, hayatlarının gidişatlarını temelden değiştirebilir, tamamıyla farklı bir yol seçebilirler. O nedenle dezavantajlılara, azınlıklara daha fazla fırsat vermeliyiz.

Pişmanlık duyulabilir. Geçmişin ile ilgili pişmanlık duyma. Geleceğin için endişelenme. Hayatını yaşa.

Kapitalist sistemler, eğitim seviyesini arttırarak, suç oranlarını düşürür. Bu yön anlamında doğru olmak ile birlikte, aynı zamanda önyargıları da içerisinde barındırır.

İnsanlar değişmek istediklerinde kendileri değişebilirler, gidişatı temelden değiştirebilir ve yeni bir yol seçebilirler. Bu da değişim liderliğinin bir parçasıdır.

Bu konudaki farklı insanlardan dezavantajlı kitlelerden müthiş takımlar oluşturan insanlar ile tanışıyorum ve onların bu yeteneklerini hayranlık ile izliyorum.

Önyargılar ise, girdisi iyi olursa, çıktıda iyi olur yaklaşımını benimser ancak hayat bu kadar lineer değildir.

Alim’den zalim, zalim’den alim doğar. O nedenle girdi ve çıktı kadar sürece bakmak gerekir. İnsanın hangi zorluklardan geçtiği, ne kadar büyük deltaları olduğu çok önemlidir. Mükemmel şekilde yetiştirilmiş, iyi aile çocuklarının, helikopter anne babaları kavanoz çocuklarını yetiştirebiliyor.

Tabii ki burada da etiketleme hatasına düşmek istemem.

Steve Jobs’un “biz yeniliği çapulcular ile, uyumsuzlar ile yaptık. Düzen insanları ile yeniliği yapmanız zordur.” sözünü aklımdan çıkartamam.

Hayatınızın yönünü çaba ile yılmazlık ile değiştirebilirsiniz.

Geçmiş kayıtları, onların kredi skorlarını etkiler ve dezavantajlı birey haline dönüştürebilir. Bugün yapay zeka ve dijital dünyada aynı şekilde bir tehlike barındırıyor. Değişen görüşlerine karşın, dijital ayak izi onları bırakmayabiliyor.

Geçmişin kapitalistleri sosyalist, sosyalistleri kapitalist olmadı mı? Bu da sonuç olarak bir etiket değil mi? Etiket üzerinden okumak değil mi? Kendi içinde bir dilemmadır.

Larry’nin hikayesi, başkanı olduğu kurumu, 150 milyon $’dan 4 Milyar dolara çıkarttı.

Liderler olarak Larry’nin hikayesi bize ilham verebilir. Bu önyargılar ile mi hayata bakıyoruz? Hatta bu durumu kutsuyor muyuz? İnsanları biz mi sınırlıyoruz? Haysiyet duygularını mı çalıyoruz ve onların eşit şartlarda erişimini mi engelliyoruz?

Miller, Nike’ın Jordan Marka Danışma kurulu başkanıdır. Yaptığın en kötü şey, seni tanımlayamaz.

Hayat Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi ikisi de çok değerlidir. Mümkünse, ikisi birlikte bitirin. Kendinizi affedin ve kendiniz ile barışın.

--

--

Ferhat Ünlükal
Ferhat Ünlükal

Written by Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.

No responses yet