Bilgi Çağı ve Yönetim
Eskiden kütüphaneler devletlerin sonrasında zenginlerin sahip olduğu bir şeydi.
Bilgiye erişim çok kıymetliydi. 80'li yılların ortasında, okulumuzun kütüphanecisi ablamızın kütüphaneyi geç kapatması için yalvarır veya o kitabı ansiklopediyi akşam evimize götürmek için izin isterdik.
O dönem Ansiklopedisi olan evler çok zengin sayılırdı. Biz de yakınlarımıza gider ve oradaki bilgiye erişmeye çalışırdık. Sonrasında gazeteler kupon ile ansiklopedi dağıtmaya başladığında, evimize bir ansiklopedi girebildi.
Bilginin kısıtlı olarak dağıtılabildiği yerde, bilgiye sahip olmak bir güç göstergesiydi. Ona erişebilmek için çok çalışmanız gerekiyordu. 90'li yıllardaki internetin gelmesi bu anlamda tam bir çığırdı.
2000'li yıllarda telefonların gelişimi, 2010'larda akıllı telefonların yayılımı ile artık bilgiye ulaşabilmek ile ilgili kısıtlarımız ortadan kalktı.
Eskiden erişimi zor olan bilgi artık herkesin elinde olması ile birlikte bilgi değerini kaybetti. Bilgi o kadar çok arttı ki, onu en iyi, en doğru şekilde işleyebilen, bilginin içerisinde kaybolmayan ve onları hızlı şekilde işlememizi sağlayan yapay zeka devrimi içerisindeyiz.
Yapay Zeka’nın girdi verilerinin güvenilir olup olmadığına bakmak içinde artık onu doğrulanmış networklerden almaya, Blockchain teknolojileri ile onların değiştirilemezliğini sağlamaya çalışıyoruz.
Verinin miktarının arttırılması içinde, artık her türlü sensörden, internete bağlı cihazdan (IoT) verileri toparlayıp, onları analiz ederek, içgörüleri yakalayarak, müşteri alışkanlıklarını tespit ederek, yeni nesil pazarlama ekosistemleri kurmaya çalışıyoruz.
İnsanoğlu tüm bu değişimi yaşarken, geçmiş yaşadıkları, korkuları, endişeleri, aldığı kültür ile teknolojinin üssel değişimine, akli ve psikolojik olarak lineer olarak cevap veriyor.
Üssel değişime karşı, lineer cevap vermek, oluşan çatışmaların ana sebeplerini oluşturuyor.
Öncelikle bu koşullarda yetişen bireyler, sonrasında onların oluşturdukları kurumlardaki hiyerarşik yapılar artık ortadan kalkmak durumunda.
Çünkü kendi gerçeklikleri ve sistemleri ile kurulan yapılar, bugünün bilgi devrimini yönetmekte yetersiz kalıyor.
Düşünün bilginin sağanak olarak yağdığı bir dünyada, yapay zeka ile çok daha fazla verinin içgörüsünü özümsendiği, blockchain ile doğruladığı bir ortamda, siz yağmur damlalarının kimin üzerine düşmesi gerektiğini kontrol eden bir yönetim sistemi ortaya koymaya çalıştığınızı.
Bunun ne kadar sürebileceğinizi, ne kadar öncülleyebileceğinizi, geçmişin eğitim sistemlerini ne kadar yüceltebileceğinizi, bir de böyle değerlendirmeniz gerekir.
Dünya düzenleri değişiyor. Sonuç itibarıyla, sosyalizmde, kapitalizmde aynı kaynaklardan yönlendiriyorlar.
Henry Kissinger, “Petrolü kontrol ederseniz ülkeleri; gıdayı kontrol ederseniz, insanları yönetirsiniz…” diyor.
İnsan kaçtığını sandığı şeye doğru koşar aslında.. Kaderdir.
Ne kadar çok teknoloji konuşursanız, o kadar çok teknolojiden kaçıyor olabilir misiniz?
Ne kadar çok hiyerarşik yapılanıyorsanız, o kadar çok bilgiden kaçıyor olabilir misiniz?
Bilgi devriminde, artık bilgi sağanağının içerisinde bilgiyi nasıl yöneteceğimize bakmamız gerekirken, yağmuru kontrol altında tutmaya çalışmak yönetilebilir bir durum mudur?
İşte insanoğlu’dur. Çıkarları, öncelikleri bunu kendine itiraz etmekte zorlanır. Çevik yapılar yerine, kendini koruyacağını düşüneceği hiyerarşik duvarları yapılandırır.
Kendinize dürüst, başkalarına adil olun ki, dünya gerçeklerinden uzaklaşmayın.
Bilgi devrimini hiyerarşik kurum yapıları ile artık sürdürmek mümkün değil.
Bilginin sağanak olduğu yerde, yağmur tanelerini kontrol etmeyi bırakın.