Dert Etme
Hayata nasıl baktığın, seni hayatı nasıl algıladığın, hayatın seni nasıl algıladığı kaderin olur.
Bazıları dert edinir. Bazıları da çok dert etmez. Çok dert etmediklerinde de kişisel çıkarlarına göre karar verirler. Her şeyi kişisel çıkarları ile karar verenler ise, tutkulu bir şekilde girişimcilik yapmaları zorlaşır. İlk dertte derdin onun olmadığını anlarlar. Girişimciliği beslemek isterseniz, onların dert edilmesini ve o derdi çözdüklerinde de faydanın onlar ile paylaşılacağını garanti etmelisiniz.
Çok dert etmeyen, hiyerarşik yapılarda fayda ortaya çıkıyorsa, ondan faydalanmak isteyen, ancak konuyu dert edinmemiş, kendini dert edinmişler karşınıza çıkar ve katil fareler oluşur. Takımlarda katil fareler ile ortadan kalkar. Doğaldır ve fizik kuralı gibi de işler.
Dert edenlere, tutku ile girişimcilik ile takıntı ile sorunları çözmeye ve yolu açmaya çalışırlar. Dert etmeyenler, yolun sonunda bekleyip, ganimetleri almaya çalışırlar. Buna izin veren hiyerarşik yapılar, bu gruplları çok sever ve el üstünde tutar.
Ancak atasözünde belirttiği gibi dertsiz baş, yarasız ağaç olmaz. Mahmut Yesari’de nasibi dert olan, nerede olsa, nereye gitse, dert kovalar diyor. Yani biraz dert meselesi zihniyet ile alakalıdır. Girişimci dediğin, dertlidir.
Mevlana, Dert; Allah’ı gizlice çağırmana sebep olduğundan, bütün dünya malından daha üstündür diyor. Dert edinin diyor.
Bazen dertlerin çözümü de sabırdan geçer. Moliere, konformist bir yaklaşım ile, Her derdin devası zaman kazanılarak bulunur diyor.
Her derdin dermanı kendi içinde saklıdır. Görebilen derdin içerisinde şifa vardır. Yunus’ Emre, Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş diyor.
Dert neredeyse, devada oraya gider. Nerede yoksulluk varsa, nimet oraya gider. Müşkül neredeyse cevap ondadır. Orada dert edinmiş, cevabını biliyordur. Sorduğunda söyler ama kişileri ve çıkarları önceliklersen, dertleri dinlemek zor gelir.
Dertlerin çareleri bulunur. Ancak para, makam, mevki, kişisel çıkartların ilacı malesef yoktur. Eflatun bile böyle söylemiş.
İnsan hayal ediyorsa, vizyona sahipse, ölüm ona derttir. Vizyonu yoksa ve umudu kalmamışsa da ölmekte fazla dert değildir. Hayat amacı insanın temel motivasyonu ve derdidir.
Dert seni kamil insan yolculuğuna çıkartır.
Odaklanmayı, öğrenmeyi, sevmeyi, fedakarlığı öğrenirsin.
Goethe’de derdim her şeyimi çalsa da onu yine överim; bana hakikati öğretir diyor. Öğrenen insanın derdi vardır.
Dert duygu ile alakalıdır. Kendi içinden baktığında da başkasının derdinde soğukkanlı olduğunu görünce översin ama kendi derdinde soğukkanlı dururlarsa kızarız. Montaigne ne güzel söylemiş.
Dertli adamın, çıkmazlar ile dolu gönül evi vardır. Dinlersen ona bir pencere açarsın. Bu pencereyi takımlar içinde açarsan, çevik yönetim prensiplerinde olduğu gibi, dertlerini, engellerini dinlersen, onlara hizmetkar lider olduğunda, dert babası olursun ama onlar dertleri çözersel o takımın hizmetkar lideri olursun.
Derdini içine atanlar ve atamayanlarda kendi kendini hasta eder. Dertsiz başına da dert almada oradan gelir.
Dertlerin kişisellik özellikleri de vardır. Dert sizin derdiniz ise, sizi acıtır. Ama senden başka kimse bilmez neden ve nasıl acıdığını. Dolayısıyla anlatamazsın gönlünü açmamışlara. Politikacılara ve kişisel çıkarlarını önde tutanlara anlatırsan da, seni yönetmenin anahtarı sanırlar. O nedende anlamayana, dost olmayana anlatma ve sessiz kal.
Dert yerine meşguliyeti koyarsan, derdi bitirirsin. Dale Carnegie’de daima meşgul omak suretiyle kafanızdan üzüntüyü çıkarın, çok meşgul olmak, insanı iç sıkıntısında kurtarmak için, en iyi tedavi usullerinden biridir diyor.
İnsan dertten kaçmak ister. Geleceğe tahvil ederek, ya hayalperest ya da vizyoner olur. Bilin ki vizyoner biri görüyorsanız, derdi var ama kimse dinlememiştir. Kendisini veya takımını inandırmış ise yola çıkmıştır. İnanmamışlar veya zarar gördüler ise, yola birlikte çıkmamışlardır. Takımlar böyle parçalanır.
Dertliler, kürek mahkumu olurlar. Kültürün ve zihniyeti anlatmak içinde aşağıdaki yazıyı yazmışım.
İnsan sevinçlerini çok, üzüntülerini az anlatmalı. Dertli olduğunda sana kimse acımaz. Dert edinerek, dert dinleyerek, takım olarak, dertlere merhem olabilirsin.
Yaşlanınca yıllar hızlı geçer, dert taşıyanlar için süre uzar. Dertlerini dökecek dostlarda yoksa, kendi yüreğini yersin.
Dertler insana bir türlü gelir ama o yol göstermek için gönderilir. Allah başka dert vermesin.
Aileniz sizin kalenizdir. Sümerlerin söylediği gibi, evde huzursuz bir kadın, derde dert katar.
Dert artarsa, dermanda gellir. Dertlerden yakınma, yeni dertlerde edinme. Ana derdinden vizyonundan uzaklaşma.
Aşık Veysel derdim yüreğimde, eller ne bilsin diyor.
İnsandır, çok karışık gerçekleri öğrenemez, çok basitleri de unutur.
Dert verilmiş ise, mutlaka derman da verilmiştir. Yüce rabbim adaletsizlik etmez.
O sizin nasibinizdir. Sizin tercihinize kalmıştır. Dert edinmek bir tercih meselesidir.
Dert etme !!!