Dijital bankacılık

Ferhat Ünlükal
3 min readDec 31, 2021

Dijital bankacılık, geleneksel bankaların dijiatlleşmesi ve mobilleşmesi ile hayatımıza girmiş olsa da, sanırım bir de dijital olarak doğan, saf dijitaller var.

Bu durum, bizim kuşağın internet ile daha sonradan tanışması gibi, bankalarda dijital ve mobilleşmeyi daha sonra tanıdılar. Z kuşağı dediğimiz, dijital doğanlar ise, bankalarında dijital doğmasını tercih ediyorlar.

Neden böyle bir konu var? Dijital olanlar ve dijital doğanlar.

Dijital olanlar, analog sistemleri de biliyor ve onlar diğer iş yapış tarzlarını dijitale aktarıyorlar. Dijital doğanlar ise, analog ile ilgili hiçbir şey bilmiyorlar ve tamamıyla süreçlerini yeniden tasarlıyorlar.

Bu yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Tabii ki yeni her zaman iyi midir?

Biraz da bankacılık sistemi sermayeyi temsil ederken, iş yapış süreçleri de kapitalist sistemin bir yansımasını oluşturuyor. Dijital doğanların ise, yapısı bir miktar daha startup ve girişimci kafası ile yapılandırılıyor ve yeni nesil gençleri çalıştırmayı, onlar için cazibe merkezi olmayı hedefliyor diye anlıyorum.

Geçmiş modellerde her biri kendi imparatorluğunu kurduğu için, müşteri ihtiyaçlarından öte, bankanın kendi başına çalışabilirliği çok daha önemliydi. Bu nedenle daha çok kendin yap yaklaşımı ön plandaydı.

Bunun yeni nesil dijital şirketlerinde, ekosistem kur, platform yarat, birlikte paylaş, birlikte üret yaklaşımı daha fazla var.

Bunun ana temel sebebi, yeteneklerin tek bir noktada toparlanmasının eskisi kadar mümkün olmaması ve değişen, çeşitlenen müşteri ihtiyaçlarının karşılanabilmesi.

Servis bankacılığına da bu gözle baktığınızda, sorunun teknoloji olmadığını, sorunun iş yapış kültürü olduğunu hemen görebilirsiniz.

Büyük kurumların küçük firmalar ile birlikte çalışması çok görünür bir durum olmadığı için, bunun anlaşılması da zor oluyor.

Ancak görülüyor ki, platform ve servis bankacılığı, dijital bankacılığın arka yüzü bir ekosistem bankacılığı olacak gözüküyor.

Eskiden perakende ve bankacılık olarak geçen yapılarımız, artık perakende de aynı değil. Dijital perakendeciler, e-ticaret platformları da bu işin artık parçası.

Müşteri deneyiminden bakıldığında ise, müşteri bunu ayrıştırmıyor. Kendi yolculuğu içerisinde ulaşılması gereken fiziki veya dijital servisler olarak görüyor.

Metaverse dünyasını hayal eden bir Dünya’da da eski banka şubesine girmek herhalde çok nostaljik olur.

Önümüzdeki dönem, bankalar, fintechler, perakendeciler, online perakendeciler, büyük teknoloji firmaları GAFAM içinde enteresan bir dönem olacak.

Yurtdışında, Starling, Monzo, N26 gibi dijital bankaları artık ülkemizde de görüyor olacağız.

Dün dijital bankaların faaliyet esaslarını düzenleyen yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı.

BDDK, dijital bankaların, kredi kuruluşlarının gerçekleştirebileceği tüm faaliyetleri yerine getirebileceğini belirtiyor.

Asgari ödenmiş sermaye tutarı 1 Milyar TL, faaliyet izni alabilmesi için şart. Yani hem sermayesi olanlar, hem de hızlı hareket edebilenler fintek’in kaderini belirleyebilir diyor. Risk hızlı hareket edebilecek oyuncuların sermayesinin yetmemesi ve oyunun demokratikleşmesinin zaman alması.

Şube olmaksızın sadece dijital kanallar üzerinden hizmet verecek, uçtan uca dijital müşteri deneyimi sunacak dijital bankalar, kredi kuruluşlarının uymakla yükümlü olduğu tüm mevzuatın yanında yönetmelikteki yer verilen hükümlere de uymak zorunda olacak.

Bu persfektiften bakıldığında da, kredi veren finans kuruluşlarında bu alana adım atması olası senaryolar arasında.

Müşterileri ise kredi müşterileri, finansal tüketiciler ve KOBİ’ler.

Dijital bankalar, bir müşterisine kullandırabileceği, kredi kartı ile gerçekleştirilen harcamalar ve nakit çekimler ile kredili mevduat hesapları hariç olmak üzere, teminatsız nakdi tüketici kredilerinin toplamı, ilgili müşterinin beyan ettiği ve dijital bankalarca teyid edilen aylık ortalama net gelirinin dört katını geçemeyecek.

Müşterinin ortalama net geliri tespit edilememesi durumunda 10 Bin TL’yı geçemeyecek.

Dijital bankalar müşteri şikayetlerini en az bir fiziksel ofisten almaları gerekecek. Dijital bankalar ATM ağları üzerinden de müşterilerine hizmet sunabilecek.

Dijital bankalar, anlaştıkları üye işyerleri aracılığıyla, müşterilerine nakit çekim ya da ön ödemeli ödeme araçlarına bakiye yükleme hizmeti verebilecek. Bu da Papara, İninal gibi firmalar için bir fırsat.

Söz konusu hizmetlerin sunulması esnasında, tutar bilgilerini de içerecek şekilde bu teyit edildiğini gösterecek şekilde, POS cihazlarında kağıt ortamında, internet ve mobil bankacılık kanallarında sorgulama ve görüntüleme yaparak, nakit ödeme veya bakiye yükleme belgelerinde bir nüsha sunulması zorunlu. Bu nedenle POS cihazı, ödeme noktalarında cihaz ve kağıt ortamda yeni fırsatlar oluşurken, sorgulama ve dash boardlar konusunda da daha güzel arayüzlerin geliştirilmesi sözkonusu olacaktır. Açık bankacılık ve servis bankacılığı içinde bir fırsat oluşturacak platform iş modellerin geliştirilmesi olası gözüküyor.

Tabii ki bir de bankacılık hizmetlerinin olmazsa olması. Sürdürülebilirlik. Süreklilik yüzdesi %99.8'den daha düşük olamayacak ve bunların ilan edilmesi gerekecek. Dijital bankacılık ile ilgili olarak platform iş modellerinin şansı çok artıyor. Çünkü, sürdürülebilirlik konusunun arkasında çok büyük operasyonlar gerektirebiliyor. Dijital bankalar, her bir dağıtım kanalı bazında, taahhüt edilen ve gerçekleşen MTBF, MTTR ve süreklilik yüzdesi değerlerini belirlenecek usul ve esaslar bazında raporlamak zorunda olacak.

Platform işletmecisi olanların mevcutta yapmış oldukları iş komponentlerinin bir kısmı çok değerli ve kıymetli hale dönüşmektedir. Bu konuda da hizmetlerin yine platform iş modelleri ile dijital bankalara sunulabilmesi onların işlerini büyütebilecek potansiyelde olacak.

--

--