Dijital Hapis
Dijital dünyanın hep iyi yanlarını anlattık. Yeni bir endüstri devrimine girdiğimizi ve bunun yeni kurallara göre çalıştığını anlattık. Sanayi devriminden bilgi devrimine geçen toplulukların nasıl daha fazla özgürleşeceğini yazılara konu ettik. Dijital dünya tam bir bolluk ekonomisi yaratıyordu. Bunun yanında GAFAM gibi veri ve dijital diktatörlükleri de yaratıyor. Yapay zeka ile artık tartışmalar daha etik bir boyuta taşındı. OpenAI’da yaşananlar bunun bir örneği.
Hala eldeki kıt kaynaklar, pandemi süreci ve derinleşen ekonomik kriz, dijital ekonomilerde temerrüde düşmesine ve yeni bir dijital hapis hayatı yaşamalarına sebep oluyor. Çin’in başlattığı, Susam kredisi hamlesi, doğudan yükselen yapay zeka’nın bir diğer yüzü.
Dünya bir denge, herşeyin olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz yönleri de var. Özellikle hükümetler, nakitsiz ekonomiye geçerken, insanları dijital olarak daha fazla kontrol altına alıyorlar ve onların iyi birer vatandaş olmalarını, olmazlarsa da bunun sonuçlarına dijital olarak katlanmalarını istiyorlar.
Çinli borçluların Mortgage ve ticari kredi ödemelerinde rekor sayıda temerrüde düşmesi ve bu sayının 8.54 milyon kişiye ulaşması, geçmişte kredi kartı ile oluşan kredi mağdurlarını hatırlatıyor. Bu kişiler kara listeye alınıyor ve yasalara göre, temerrüde düşenlerin uçak bileti satın almak ve cep telefonu ödemeleri yapmak gibi bir dizi ekonomik faaliyetleri engelleniyor. Temerrüde düşenler aslında dijital bir hapis hayatı yaşamaya başlıyor.
Çindeki ekonomik gerilemenin derinliği, ekonominin iyileşmesine olumsuz etki ediyor. Çalışma çağındaki yetişkinlerin yaklaşık %1'ini oluşturan bu kitle, pandeminin etkisi, ekonomik gelişimdeki oluşan sorunlar ve hane halkı gelirlerinin yok olması, ekonomik koşulları da daha da kötü hale dönüştürüyor. Borcunu ödeyemeyenler hızla artıyor. Bu borç batağı oluşmasında mikro kredilerinde çok büyük etkisi var.
Hızla artan borçluluk, tüketici güveni sorunlarını da arttırıyor. Artan borcun mali ve sosyal etkilerine karşı kişisel iflas yasalarının eksiklikleri de krizi derinleştiriyor. Kara listeye alınan kişilerin uçak bileti satın alamamaları, Alipay ve Wechat gibi mobil uygulamalar aracılığıyla ödeme yapamamaları, emlak sektörünün yavaşlaması ve tüketici güveninin azalmasına neden oluyor. Borçlunun alacaklılar tarafından dava edilmesi ve sonrasında hala ödemenin yapılmaması durumunda kara liste süreci tetiklenir. Temerrüde düşenlerin sayısındaki çok hızlı artış, döngüsel sorunların dışında, yapısal sorunlara da işaret ediyor. Forbes’ın sub prime krizi olarak uyardığı, Çin hükümetinin Jack Ma’yı para piyasaları ile ilgili uyardığı konular artık hayatın bir gerçekliği haline dönmüş durumda. Açgözlü ve çıkarlarını önde tutan Makyavelist liderler, bu durumu çok net ortaya çıkartabilecek, oyun alanlarını bulmuş durumdalar. Bu nedenle para piyasaları ve bankacılık sistemleri, çıkarlarını önde tutan kişilere ve gruplara karşı bağımsız otoriteler tarafından denetlenmek durumundadır. Bu yapısal adımlar, olası büyük sorunların önüne geçebilecektir. Yoksa vatandaşlar bu tür krizlerde dijital hapis hayatı yaşamaya başlayabilirler.
Durumu iyileştirmeden önce daha kötüleşmesi büyük olasılıktır. Tüketim toplulukları yaratmak, kapitalist düzenler için büyük bir başarıdır. Ancak borç alanlar, emir alır. Topluluklar borçlama çılgınlıklarının ardından, krizlere kavuşurlar. Hane halkı borcunun, gayri safi yurtiçi hasılaya oranı %64 seviyesine yükselmiştir. Bunun yanında ekonomik sıkıntıların paralelinde, ücret artışlarının durması, hatta negatife girmesi, artan mali yükümlülükler karşısında daha da büyük krizin habercisi olmuştur.
Hükümetlerin nakitsiz toplum hayallerinde, vergiyi kontrol etmek kadar, parayı da kontrol etmek ve politikalarına göre yönlendirmeleri var. Konuyu daha iyi anlamak için, The War on Cash kitabını okumanızı da öneririm.
Özellikle herşeyin dijital olduğu bir dünyada, nakit sıkıntısı çeken tüketicilerin sayısı giderek artarken, sonunda ödemelerini yapmayı bırakmak zorunda kalacaklardır. Sistemler kendi kendilerinin sonlarını hazırlarlar. Açgözlülük oluştuğunda, etik, ahlak ortadan kalktığında, ve adalet anlayışı zedelendiğinde, artık birileri sistemlerin kölesi haline dönüşür ve orada isyan başlar.
Bu ekonomik şartlar, genç işsizliğini de körüklemektedir. Çin’de genç işsizliği %21,3'e ulaşmıştır. İşsiz insanların ödeme yapmaları mümkün olmadığından, bu bir borç krizine yol açar. Dijital dünyada da bu bir dijital hapis hayatına merhaba anlamına gelir. Batık oranları geçen yıla göre %26 oranında artış durumda. Şirketler kendi ceplerini doldurmak ile ilgileniyor.
Borçlulara uygulanan kısıtlamalar ile insanlar başa çıkmaya çalışıyor. Devlet işlerinde çalışamıyorlar ve hatta ücretli otoyolları bile kullanamıyorlar. Temel gıda maddeleri almasını bile yasaklayabiliyorlar. Zaman zaman yaşama hakkına bile girecek şekilde dijital diktatörlükler, insanlara dijital hapis yaşatıyorlar.
Çin ekonomisi bireysel iflaslar için borç ertelemesi yasaları ile krizden çıkmanın yollarını arıyor. Ancak kişisel hesapların şeffaflığı ile ilgili sorunlar uygulamaları zorlaştırıyor. Belli çıkar çevrelerinin de işine gelmediği için bu konuda ilerlemek çok zorlaşıyor. Ancak bu aşağıya giden bir sarmaldir. Bir çok kısıtlaması olan bir kişi, geri ödemeleri nasıl yapacağı büyük bir soru işaretidir. Artık dijital hapis kadar dijital ölümde yaşanıyor.
Alipay gibi firmaların devletleşmesi, işlem verilerinin devlet gözetimi için yeni fırsatlar sunmaktadır. Vatandaşların izlendiğini bilmesi, bir caydırıcılık unsuru olabilir. Ancak bu durumu mahremiyet çerçevesinden de bakmak gerekir. Kötü kullanımlarda da, baskı ve otoriter rejimlerin bir aracı haline dönüşebilir.
Online ödeme şirketleri ve oluşturdukları işlemlere ilişkin büyük veri setinin sahipliği, mahremiyet ve finansal istikrar açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Bu kadar büyük bir silahın emin ellerde olması gerekebilir. Makvayelist çıkarcı liderlerin elinde, tam bir savaş ve zülm mekanizması haline dönüşebilir.
Veri ile oluşturulan diktatörlükler, makyavelist kısa dönemli çıkarlarını öncülleyen ekiplerle bir atom bombası haline dönüşür.
Güç zehirlenmesi yaşanmış ise, artık bunun önünü alamayacağınız büyük bir ekonomik fırtına dalgası yaratabilirsiniz. Tüketici verilerini kontrol altına alma ve rakip güç merkezlerini ortadan kaldırma motivasyonu adımlardan sadece bir tanesidir. Bu temelde otoriter anlayışının hakim olması için yapılan bir dönüşüm hareketidir. Para düzenleyici kurumlar, Alipay’e tüketici kredisi ürünü Huabei ve küçük teminatsız krediler ürünü Jiebei hizmetlerini devre dışı bırakmalarını istedi.
Kullanıcıların verilerinin kullanımı ile ilgili oluşturulan bu platformların kısmen devlete ait olan yeni bir ortak girişime devredilmesi zorlanmaktadır. Devletler stratejik gördükleri, ödeme altyapı firmalarını kamulaştırmak zorunda kalabilirler ve buna göre de düzenlemeler çıkartmaktadırlar.
Verilerin diğer finansal kurumların kullanımına açılması ve satışı, kredi derecelendirme lisansının bir konusu olabilir. Yenilik ile suçluluk arasında çizgi burada silikleşiyor. Bankalara yönelik oluşturulan bu tehdit karşısında hükümetlerin buna ilişkin bir tedbir almaları gerekebilir. Regülasyonlar ve mevzuatlar, o ekonomiye yatırım yapan herkesin endişesi haline dönüşebilir.
Yapay Zeka’nın borç verme kararlarını alırken kullanılması, finansal istikrarsızlığa neden olabilir. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) Başkanı Gary Gensler, yapay zekanın on yıl içinde bir mali krizi tetiklemesinin neredeyse kaçınılmaz olduğunu açıkladı.
Yapay zekanın da düzenleniyor olması gerekecektir. Bu durumun yeni ve karmaşık bir konu olmasından dolayı önümüzde zorlu bir sınav bekliyor. Zor bir mücadelenin içerisinden geçeceğiz. Düzenlemeler bireysel kurumlar, bireysel bankalar, bireysel para piyasası fonları, ve bireysel komisyoncular ile ilgilidir. Bu durum ise, birçok kurumun aynı temel modele vey temel veri toplayıcıya güveneceği yatay bir platform yaratılması ihtiyacı doğurmaktadır. Bu bir ekosistem oyunu olmak durumundadır. Egosistem oyunları finansal sağlık ve istikrar için büyük sorunların habercisi olacaktır.
Riskten korunma fonları kapsamında, Pekin Alipay’i dağıtmayı planlıyor. Hedge fonları Silikon Vadisi’ne akın ediyor. Çin’in son hamlesi, Çin ekonomisi ve toplumundaki daha geniş çaplı bir değişimin habercisi. Ant’ın verileri, uzun süredir otoriter bir “sosyal kredi” gözetim sisteminin yaratılmasına ilişkin korkuların merkezinde yer alıyor. Geleneksel kredi puanlaması, istihdam, ödenmemiş borç, fatura ödeme ve ek kredi başvurusundan oluşurken, Ant’ın susam kredi puanı, kullanıcıların dijital dünyada yarattığı tüm ayak izlerinin izini sürüyor. Kredi verenler açısından nasıl bir rekabet avantajı sunacağı hala net olmamak ile birlikte, vatandaşları izlemenin bir yolunu sunduğu aşikar. İşlemlerin kredi kurumları tarafından izlenebildiğini bilmek toplum için çaydırıcı olmak ile birlikte, dijital iz bırakmayanlar için dünya bir hapis yeri haline dönüşebiliyor. Bu bilgilerin teknoloji devlerine bırakılması, GAFAM gibi dijital diktatörlükleri yarattı. Ancak bunun devletlerin elinde merkezileşmesi tedavinin hastalıktan daha kötü bir durum yaratması anlamına geliyor.
Dijital dünyada, ötekileştirilenler, dijital hapise gönderiliyor.