Duygu ile kal

Ferhat Ünlükal
2 min readMar 29, 2022

Bazen problemleri hızlıca çözmeye çalışırız. Bugünün hızlı akan Dünya’sında sonuç odaklı olmak mükemmel bir meziyet olarak görülür.

Albert Einstein “Bana dünyayı kurtarmak için 60 dakika verilseydi, bunun 55 dakikasını problemi anlamak, 5 dakikasını da problemi çözmek için kullanırdım” diyor.

Problemi ilk tanımından problemin hemen anlaşıldığı ve hemen hareket edilmesi için aksiyon planı çıkartılması hızlı akan Dünya’da bir refleks olarak karşımıza çıkıyor.

Ancak problemin içerisinde kalmadan, ona maruz kalmadan, problemleri anlamak her zaman mümkün olmuyor ve buradaki hızlı verilecek aksiyonlar esasında yaraya merhem oluyor. Sadece pansuman çözümler ile büyük problemleri çözmeye çalışan, sonra sistemin başka bir yerini bozup, daha büyük problemlere sebep olan bir algıyı besliyoruz.

Anlamak, understand kökünden geliyor ve altında ayakta durmak ve maruz kalmak. Bazen problemler ile birlikte kalın. Onların duygusu ile kalın ki, probleme maruz kalacak beyinler onlar ile ilgili daha kalıcı çözümleri bulabilsinler.

Bir problem olduğunda, en doğal tepki problemleri kabul etmemektir. İnkar safhası, problemi ortadan kaldırmaz, problemleri görmezden gelmeyi tercih edersiniz. Bu durum kişiselleştirildiğinde de, kişileri görmezden gelme eğiliminiz oluşur. Bir anda beklemediğiniz şekilde mobbing’e, takımların çatırdamasına sebep olur.

Özellikle yüksek egolar ile yüksek hedeflere ulaştırılmış topluluklarda bu durum kronik bir rahatsızlık haline dönüşebilir. Tesla firmasında mobbing, taciz ile ilgili 59 dava var. Dünyayı değiştirmeye çalışan insanların, egolarının diğer insanlar üzerindeki yansıması.

Tabii ki problemler anlamak ve maruz kalmak ile başlar. Problemi anladığında analiz etmen, yazman, detayını anlamak, hata yapmak ve hatalarını kabul edip, ona maruz kalmanın motivasyonu ile süreçleri düzelterek, yolculuğuna devam etmen gerekir.

İnsan hata yapan, hatalarından öğrenen, onları düzelterek, daha güzel bir dünyayı yaratan bir varlık. Sorun hata yapmayacağını düşünecek kadar egonun yüksek, hatalarından öğrenmeyecek kadar saplantılı, onları düzeltecek kadar cesaretin olmamasıdır.

Bazen insan onun ile yüzleşemeyecek kadar psikolojisini iyi hissetmez. Sürekli olarak farklı şeylere atlayarak hedonist dünyasında mutlu olmayı seçer. İnsanlara sevimli gelen konu, hiçbir problemi çözmeden, etkin ve etkili olamadan hayatı yaşayabilir.

Yüce rabbim, Asr Suresinde, İnsan mutlaka ziyandadır. Ancak inan edenler, iyi işler işleyenler birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır buyuruyor.

Fizik kuralıdır. Her zaman şelalenin üstünde duran su, bir yol bulduğunda aşağı akar. Potansiyel enerjisini kinetik enerjiye çevirir. Bu bazen plansız olarak aktığında, boşa giden enerji olabilir. Kontrollü olarak akıtığında, geri gelen elektrik enerjisi olur.

Hayat, her zaman yumuşak olunarak yaşanacak, her zaman sert olarak ta yaşanacak bir şey değildir. Yumuşak olmak, herkesin üzerinden kazanç elde etmesi için insanları teşvik eder, sert olmakta pskilojilerini bozar. Denge ve güven bu konudaki en büyük anahtardır.

Gerçekçi olabilmek ise, o duygu ile kalmak, anlamak, dengeleri gözeterek aksiyonları planlamaktan ve etkili olmaktan geçer.

--

--

Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.