Düşünce Tarzı ve Maniplasyon
Yetiştirilme tarzımız, öğretilerimiz, düşünce tarzlarımızı değiştirir. Kaizen ve JIT üretim methodolojileri Japonya’da ortaya çıkmıştır. Japon üretim sisteminde bir problem olduğunda hızlıca hata kabul edilerek, üretim hattı kapatılır. Hızlıca probleme çözüm bulunur ve daha fazla hatalı ürün üretimi engellenir. Kabul etmek, problemlerin çözmek için ilk adımdır.
Batıdaki seri üretim yaklaşımında, üretim esastır. Hata bulunduğunda, o fark edilmez veya fark edilse bile eş zamanlı olarak üretim devam eder. Sonrasında hatalı da olsa ürünler çıkartılır. Üretim herşeyin önündedir. Bu süreç içerisindeki hatalar kabul edilmediği için de sonrasında inkar süreci de başlar.
İşleri, düşünceleri nasıl ele aldığınız sizin davranış modellerinizi etkiler. Bir kültür dinleme, anlama, kabul etme ile ilgili çok iyi örnekler verirken, hatanın kendinden olmayacağını kabul eden bir kültür, suçlamaya, inkara ve hatalı yapmayı devam ettiğinde maniplasyona, dezenformasyona çok daha yakın hale dönüşür.
Japonlar o nedenle dürüstlüğü ön plana koyarken, batı toplumları çıkarlarını ön plana çıkartmaktadır. İşlerin nasıl yaptığın, düşüncelerini etkiler. Düşüncelerinde iş yapış tarzını etkiler.
Eğer düşüncesinde, kötü niyet varsa, o zaman mutlaka bunun bir kulpu bulunur. Arsız güçlü olunca haklı suçlu olur.
İnsanın imtihanıdır. Bir kere bunu yapabildiğini gören, artık arsız olasıya kadar bu konuda ısrarcı olabilir. Huy olur ve artık istese de değiştiremez.
Düşünce tarzıdır. Mahatma Gandhi şöyle diyor. “Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.”
