Ego, Vicdan ve Adalet

Ferhat Ünlükal
4 min readOct 29, 2022

İnsanoğlu iç düşmanı egoları ve nefsi ile savaşır. Egoları, hırsları ön plana geçmiş ise, artık dışarıda hedefinin önündeki egoları ile okumaya başlar.

Önyargıları ve güç zehirlenmesi ile bunu körüklüyor ise de, artık durum toplulukları felakete götürür.

Düşman istersen nefsin yeter.

İnsan, yeryüzündeki hakimiyetini perçinledikçe daha çok makam, mevki, para kazandıkça, artık taptığı şeylerin kapsamı genişler. Nefse tapıcılık başlar.

Nefis hiçbir çağda bu kadar yükseltilmemiştir. Ancak kapitalist düzenler, bireyi çok ön plana çıkartarak, onun sonunu hazırlamışlardır. Ancak bu aynı zamanda kapitalist düzenlerinde sonu olacaktır.

Geçmişte şeytan ile uğraşan insan, bugün şeytanlaşan insan ve şeytanın dostları ile uğraşıyor. Bu çoğu zaman direniş ile karşılaşırdı ancak şu an herkes kendi çıkarı için buna göz yumar hale dönüşüyor.

Haksızlık, düşmanın elinde siyasi ve politik bir araç. Haksızlığa teşvik artık bir silah haline dönüştü. Bu silah insanların değerlerini öldürüyor ve insanı değersizleştiriyor. Yaratıcılığını kullanması gereken bir çağda insan katlediliyor.

Nefis, çağdaş dünyanın bir gereği olarak ortaya konuluyor ve algılar yönetiliyor.

Bolluk içerisinde, vicdanların ortadan kalkması, adaletsiz davranma çağrısı yükseliyor. Celladın maaşını arttırarak, vicdanları katl etme, nefse daha büyük kötülük yapmayı getiriyor. Katil fareleri oluşturuyor.

Bu sayede, insanlığınn ve vicdanın boyun eğmesi, biat etmesi anlamına gelir. Biyat kültürünü tabana yayar.

Nefsi, egoyu kullanarak insanı ya küfür için çalışna bir savaşçı ya da küfürün yükünü taşıyan kişi haline dönüştürür.

Bu korkunç işbirliği, bir dehşet çukuruna dönüşür ki, artık topluluklar ve insanlar bundan çıkamaz.

Egolar hiçbir zaman tatmin olmayacaktır. Tatmin olacağını düşündükleri ile coşacak, onun ile sarhoş olacak ve onları o duruma düşürenlerin kölesi olunacak ve her türlü rezalete bulaşılacaktır.

Rezalet satın alınacak, tam bir hüsran yaşanacak, akıldan ve güvenden uzak arzu ile ticaret yapılacaktır.

Çağı tasarlayanların içlerindeki düşman ego ile geliştirdikleri ilişkidir.

Ego, artık çıkarları için her şeyi yapacak bir insana dönüştürme ötesinde, hüküm sahibi olmak için beslenilen işbirlikliği bir haine dönüşecektir.

Ego, artık şeytan için çalışmaya başlayacaktır. Köle ticaretine başlayacaktır.

Ego, mağara adaımının nefsini devam ettirmesi ile eşleştirilir ancak böyle bir dönemde değiliz. Ego, korkular ile hüküm sürmek isteyenlerin silahı haline dönüşmüştür.

Küçük ve zavallı insan, kendini tanrısallaştırıyor. Kimseyi dinlememeyi, kendisinin mükümdar olduğunu ilan ediyor.

Bu sayede ego ile savaşları kaybediyor. İkinci dünya savaşının kaybedilişi en güzel örnek.

Umut verdikleri zirveye çıktığında, onun doruk değil çukur olduğunu görüyor. Doruğa çıkma vaadiyle çukurlara atıldığını fark ediyor.

Bazıları da hakikati görüyor ve anlıyor. Ancak anlamamış gibi davranıyoruz.

Mevki sahiplerine hakikati söylemek zor bir konudur. Burada cesaret gerekir.

Gerçeğin bizim tarafımızdan duyulması durumunda keyifler kaçar, konfor alanı bozulur.

Bu durumda, kötülükler seyir edilir, kötülük dedikoduları başlar. Kötülüklerin bahsi ile vakit öldürülür. Bu da ikinci bir tuzaktır nefs için.

Cesaret bulup, hakikati söylemek, ağız tadını kaçırır, yaşama sevimcini öldürür, negatif olarak algılatılırsın. Halbuki gerçeği ve sadece gerçeği söylüyorsundur. Politikacılar onu pembe yalanlar ile kendi hanelerine kendi çıkarlarına yazıyorlardı.

İşte nefsperestler ordusuna dahil olup olmamak sizin iradeniz ile alakalı.

Egosunu besleyenler sınıfta kalır, ancak egemenliklerini ve varlıklarını sürdürürler. Dünya sınavıdır.

Putları kıran İbrahim gibi ateşe atılır, Firuvanlara Yeter diye Musa gibi sürülür, İsa gibi çarmıha geriliriz. Acı olan şey budur.

Konfor alanım bozulmasın der, içimizdeki egomuz ve doyumsuz işbirlikçileri ile kula kulluk etmeyi seçeriz.

Temel ihtiyaçları karşılanmayan insan çalma sürecini başlatır. İnsan açken doymayı düşünür, açlık halinde nefis en zayıf haldedir.

Allah gerçekten açlık ile terbiye edip, nefis sınavını göstermesin. Bunların hiçbirini konuşamayız.

Nefis ile mücadele en büyük savaştır.

Nefis ile ilgili mücadele, açken farklı, tokken farklıdır. Açken en zor gibi gözükür. Fiziki olarak doğrudur. Tokken daha zordur. O zamanda bilinç ve farkındalık gerektirir.

Şeyh uçmaz mürit uçurur ile güç zehirlenmesi başlar. Hiyerarşik ilişkilerde şeyh, mürit birbirini yönetmeye çalışır.

Müritlerde kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığında, o zaman güç zehirlenmesi daha hızlı olur.

Çıkarlar ön plana çıkmış ve konfor alanından çıkılmak istenmez ise, vicdanlar ortadan kalkmış, önyargılar çıkarların önüne geçmişse, artık kimse kimseyi duyamaz hale dönüşür.

Derin bir sessizlik başlar.

Bilgisini, vicdanını, cesaret ile devam edenler çıkmazsa, cehalet ve esaret yayılır.

Doğanın matematiği unutulur. İnsanların matematiği başlar.

Vicdanlar ortadan kalkarsa, adalette ortadan kalkar.

Haksızlıklar karşısından susanlar dilsiz şeytandır.

İnandığımız doğruları her zaman her yerde söyleyeceğiz.

--

--

Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.