Egosistem’e karşı Ekosistem

Ferhat Ünlükal
2 min readSep 18, 2021

İyzico kurucusu Sevgili Barbaros Özbugutu sağolsun Bloomberg’de Sefer Yüksel’in programında, bir sohbetimizde konuştuğumuz Egosistem, Ekosistem meselesini atıfta bulunarak aktarmış.

Sohbetimiz esnasında da, bu benzetmeyi kullanırsan, mutlaka atıfta bulunmasını rica etmiştim. Sözünü yerine getirdiği için de Sevgili Barbaros’a çok teşekkür ederim.

Bir Medium yazarı olarak, konunun felsefesinin anlaşılması için bir yazı haline de dönüştürme zamanı geldi diye hissettim.

Bugün finansal teknolojiler sektöründe yeni gelişen ve inovasyona çok açık bir yapı. Bu yapının büyütülmesi içinde devletler açık bankacılık regülasyonları getirerek, daha küçük oyuncularında bu pazarda oynayabilmesi, pazarın sermaye temeli değil bilgi ve yetenek temelli oynanmasını sağlamak istiyorlar. Yani startupların Finansal teknoloji pazarına inovasyon getirmesini arzuluyorlar.

Ekonomi ve finans alanı çok büyük bir dev alan. Finans sektörü, diğer sektörlerin katalizörü bir sektör olduğu için, bu sektörü tek bir kişinin ele alması devletleşmesi veya devleşmesi anlamına geliyor.

Yeni dijital diktatörlüklerimiz, Amazon, Facebook, Google, Apple Dünya’da veriyi kontrol ederek, trilyon dolar değerlemelere ulaşıp işleri tekilleşme (singularity) ile büyüdüklerini gösterdiler.

Ancak insanların yeni dijital diktatörlükler tarafından kontrol edilmesi, devletleri ve insanların gelir adaletini olumsuz yönde etkiledi.

Yaratılan egosistemler, gelir adaletsizliklerini tetiklediği gibi, yetenekleri kendilerinden uzaklaştırdı. İnsanoğlu’nun vicdanı egosistemlere karşı bir yerde tepki vermek zorunda kalıyor.

Egosistemler, büyük toplulukları, büyük markaları yarattı. O markalar güven inşa ettiler. Bugün finansal teknolojiler sektöründe de, süper uygulamalar konuşuluyor. Süper uygulamalardaki hizmetler o markaların kendi markalarını önüne getirip, arkasına işin muhteviyatını yazdıkları alt markalar ile devam ediyor. Teknoloji firmaları, depo yönetiyor, lojistik yapıyor.

Ekosistem ise, ego’nun ortadan kalktığı, işbirliğinin arttığı, küçük ve büyüğün birlikte yaşayabildiği, büyük ağabeyin küçükleri dövmediği, büyük geliri, büyük ağabeyin yemediği, bilgi ve yetenek temelli, daha adil paylaşımların olduğu, bir fikrim var diyenin dinlenip, beğenildiğinde desteklendiği, daha yaşanabilir bir Dünya’dan bahsediyoruz.

Tabii ki insanoğlu’nun denklemin bir parçası olduğunu, egosu olduğunu, Egosunu yenmenin Dünya’nın en zor şeyi olduğunu da unutmayalım.

Midesi daha büyük olan devler tabii ki bu denklemde egosistem dürtüsü ile dev adımlar atmak istemeleri çok normal.

Ancak unutmayın ki, birbirimize muhtacız. Dünyayı güzelleştirecek şey, kainatın güzelliği onun içerisinde bir olmaktan geçiyor.

Hep birlikte egolarımızı güçlendirerek, Dünya’yı daha yaşanamaz bir hale dönüştürdük. Şimdi hep birlikte gelir adaletsizlikleri ve iklim değişiklikleri ile uğraşıyoruz.

Yaşadıklarımızdan ders almadığımız sürece, egosistemlerimiz, ekosisteme dönüşmeyecek.

Dünya’yı daha yaşanabilir ve daha güzel bir hale dönüştürmek için, egolarımızı bir kenara bırakarak, ekosistemler kurma zamanıdır.

Bu tüm canlılara yaşam hakkı vermekten, hiyerarşileri kaldırmaya, gelir adaletini sağlamaktan, değer vermeye, çevik startuplar yapılandırmaya, yeni bir kültür oluşturmaya kadar giden bir yolculuk.

Egolarımızdan arınıp, daha iyi bir Dünya’yı birlikte inşa ettiğimiz bir geleceğe ulaşmak dileğiyle.

--

--