Eşitlik ve Adalet

Ferhat Ünlükal
3 min readMar 8, 2022

Dünya kadınlar gününde, toplumsal cinsiyet eşitliğini konuşuyoruz. Tartışmamız gereken çok kritik bir süreç olmak ile birlikte, bunu bir şova çeviren, göz boyayan, öyleymiş gibi yapan, kırmızı güller alarak olayın felsefesinden ve samimiyetinden uzak, romantik kurumsal kampanyalardan da uzak durma gereği de ortada.

Ayrıştıran bir dil kullanıldığında, 9 Mart gününün bu göz boyamalardan uzak olması çok normal değil mi? Güç merkezli ve güç zehirlenmesi yaşayan yapılarda, acaba eşitlik ne anlama geliyor?

Hayatın getirdiği yükler ve geçmiş kültürler, buna ne kadar el veriyor. Bunların sonuçları değil mi kadın cinayetleri.

Eşitsizlik bugün sizi vurmuyor olabilir ama bir gün sizi de vuracaktır. Ya hep birlikte özgürleşeceğiz ya da hep birlikte köleleşeceğiz.

Gerçek kapsayıcı bir kültür yaratılıyor. Eşitlik yanında hakkaniyetiniz var mı? Dildeki faşizm ve ayrıştırma o kültürün ortasına atılan rum ateşi mi?

Pandemi döneminde, ayrıştırma, eşitçilik ve hakkaniyet konusunda iyi bir sınav mı verdik? Bugün yaşananlar bunların günahını çıkartmak mı? Yoksa mış gibi yapmak mı?

Psikolojik şiddet içerisinde, kadın erkek eşitliliğinden ne derece bahsedeceğiz.

Dilde ve uygulamadaki ayrıştırmalar, adalet ve hakkaniyeti sarsmıyor mu?

Takımlarda yanlılık, önyargı, biyat kültürü yerleşmiş ise, etkin karar almanızda 3 temel derdiniz var demektir. Yanlılık, Önyargılarınız, düşünce tuzaklarınız — safsatalarınız.

Safsatalar sizi kestirme fikirler ile yargılar vermenizi, genel kabullere göre tuzaklara düşürür. Kendi istediklerini duymak, istemediklerini duymamak, güzel verileri ön plana çıkartıp, kötülerini görmemezlikten gelmek. Bana benzemeyenlerin hakkını yemek ve ortadan kaldırma çabasına girmek, iş dünyasında etkili karar almanın önündeki engeldir.

Yaş ilerledikçe safsata tuzaklarına düşme olasılığı artan, yazar olarak da düşülen safsata tuzağı, herkesin o konuyu bildiği varsayımıdır. Bilginin laneti olarak bilenen bu tuzağa da düşmemek gerekir. Bilginin lanetinden kaçmanın yolu, yaşam boyu öğrenci olabilmektir.

Çeşitlik, hakkaniyet ve kapsayıcılık olmayan yerde yenilik yapmanız için ortam oluşmaz. Gençler artık daha fazla kapsayıcılığa bakıyorlar. Kapsayıcılık, sizden farklı geçmişlerden, okullardan, kültürlerden gelen insanları çevrenizde barındırmaktır. Sizin gibi olmayan, sizi daha fazla zorlayacak insanlar ile çalışıyor musunuz?

Kapsayıcılık bir liderlik özelliğidir. Ayrıştırıcı dili olan bir liderin kapsayıcı olması mümkün müdür? Hedef üniversite dilini kullananların kapsayıcı olmasını nasıl bekleyebiliriz?

Yaş ayrımcılığı, bedensel ayrımcılık, toplumsal sınıf ayrımcılığı hep ayrımcılığın çeşitleri.

Kapsayıcı mısınız? Ayrımcı mı? Dilinizi nasıl kullanıyor sunuz? İnanç sistemleri, giyim tarzı, sahiciliğinizi ortaya koyabiliyor musunuz? Yoksa bunlar için ayrımcılığa mı uğruyorsunuz?

Gücü elde tutan liderler bu ayrımcılığı nasıl yenecekler? Alvin Toffler’in söylediği gibi, “21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; öğrenmeyenler, yeniden öğrenemeyenler ve öğrendikleri yanlışları değiştirmeyenler olacaktır” acaba öğrendiklerimizi unutabilecek miyiz? Onları çöpe atabilecek miyiz? Yoksa ayrımcılık yapmaya devam mı edeceğiz?

Kitap okumanın yanında insan okuyabilecek miyiz? Duygusal ve sosyal zeka ile bakabilecek miyiz?

Psikolojik güven ortamı oluşturup, senin için ne yapabilirim diyerek empatik ilgi gösterebilecek miyiz? Yoksa ben bunların bunları istiyorum. Senin ne problemin var ilgilenmiyorum. İlgilenmekte istemiyorum mu diyeceğiz. Acaba onların sorunları, dertleri ile ilgilenmediklerimiz, biz ile nasıl aynı hedefi paylaşacaklar.

Sana benzemeyenler ile kapsayıcı bir kültür mü? Benzer okul, benzer iş, benzer uzmanlıklar ile tatmin olacak ekipler mi?

Kapsayıcı olmayan bir kültürde nasıl inovasyon yapabileceğiz. Kendi aklını sevenlerin sadece kendi değerini öne çıkartanlar ile ne değer yaratabileceğiz? Hangi işleri ölçeklendireceğiz. Farklı demografilerden, farklı inanç sistemlerinden gelen farklı insanlar bize neler katabileceğini düşünebiliyor musunuz? Tabii ki onları dinlediğinizde.

Seni anlıyorum. Senin için ne yapabilirim diyebildiğinizde.

Sınıf ayrımcılığı yapmadan, acıyı üretime, içgörüyü empatiye dönüştürerek.

Ayrımcılığın ortadan kalktığı, dilinizin ayrıştırmadığı, bilginin lanetine düşmediğiniz bir yıl olması dileğiyle.

8 Mart Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun.

--

--

Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.