Girişimcilik

Genellikle girişimciler çok az fikirle girişimciliğe girerler.

Girişimcilik birazda belirsizliklere karşı koyabilme cesareti de içerir.

Belirli olan sistemler üzerinden Dünya’yı okumaya çalıştığımızda, yeni Dünya’daki oluşan yeni fırsatları ve tekilliği yakalama fırsatı tamamıyla ortadan kalkıyor.

Eski dünya parametrelerimiz sadece bizi parametreleri belirli işlerde başarıya ulaştırıyor ancak parametrelerin sahadan öğrenmemiz gereken ve buna göre ani dönüşler yapabileceğimiz acil stratejileri yaratmada yetersiz kalıyoruz.

Tabii böyle bir süreçten geçildiğinde hata olmadan öğrenme gelmiyor. Hatalar öğrenmenin bir başka yolu olduğu için, başarılı olma yolunda hatalarınız ile ilerliyorsunuz.

Girişimcilik hakkında birşey bilmeseniz bile, psikolojinizi yüksek tutabilirseniz başarısız olmayabilirsiniz. Bunun için bazı şeylere ihtiyaçlarınız var.

Girişimciliğin en önemli bileşeni müşteriler. Genellikle projeler gizlilik içerisinde sürdürülür. Başka birinin fikri kopyalamasından korkulur. Ancak fikir kopyalanabiliyor ise, zaten kopyalanır. Ancak müşteriniz yoksa işte yok demektir. İşletmeler veya ürünleriniz var olmadan müşterinizin olması mümkündür.

Ürünlerinizi piyasaya sürdüğünüzde, bir hayran kitleniz oluşmuş ise, size birileri para vereceklerdir. O nedenle bu proje gizliliği ve müşteri konusunu birlikte düşünün.

Tabii değeri yaratmadan satarsanız bu çok daha iyi bir seçenek olur. Potansiyel müşterilerinizi belirledikten sonra fikri ona satmak, ürün ve hizmetler oluşmadan para harcamadan para kazanmak en güzelidir.

Startuplarda başarısız olmanın ana sebebi, yeterince güçlü bir pazar ihtiyacının oluşmamasından kaynaklanır. Çok sayıda işletme, yeterli müşteri olup olmadığına ve o müşterilere nasıl ulaşacaklarını öğrenmeden önce iş planlarını ve ürünlerini geliştirmek için büyük miktarda zaman ve para harcarlar. Müthiş detaylı fizibiliteler yaparak, işleri geliştirmeye çalışırlar. Ancak çoğu startup ve teknoloji firması kalıcı stratejiler ile değil, daha acil stratejier ile kurulmuştur. Öncelikle hayran kitlesi oluşturmak bu anlamda sizi daha iyi hale getirecektir. Medium yazılarıma da bir noktada bu şekilde bakmak durumundayım.

Girişimci düşük bir yaşam maliyetine sahip olmalıdır. Elon Musk günde 10 $ ile yaşayabildiği gördüğünde, girişimci olmaya karar verdi. En azından gerektiğinde maliyetleri hızla azaltabilecek bir yaşam tarzına sahip olmak, işin başlangıcında size çok yardımcı olur. Bu anlamda cimri bir adam olmak zaman zaman işime yarıyor.

İşler her an zorlaşabilir, düşük maliyetli olmanız durumunda, bu durumda daha az stres duyup, işinize odaklanır ve endişelenmezsiniz.

Düşük maliyetlere sahip olmanız güzel ancak yeni başladığınız işe bağımlı olmamanız daha güzel bir durumdur.

Kira veya yan geliriniz varsa, size finansal güvenlik sağlayacaktır. Eş zamanlı bir işte de çalışabiliyor olmak size biraz nefes aldıracaktır.

Girişimcilerin %29'u nakit tükenmesi nedeniyle başarısız olurlar.

Borçlu olmak, başkasının çıkarlarını kendi çıkarının önüne koyma yükümlülüğünü temsil eder. Bu işinizi olumsuz yönde etkiler ve mali durumunuzu problemli hale dönüştürür.

Sıfırdan yeni işe başlamak risklidir. Kırmızı ile başlamak daha risklidir.

İnsanların her birinin beklentileri birbirinden farklıdır. Yüksek derece belirsizlik ortamlarında, daha az yapılaşma olduğu ortamda çalışabilmek için girişimci kafasına ihtiyacınız vardır.

Bu tür ortamlar elinizin kirlendiği ortamlardır ve aristokrasi bu ortamda çaılışmaz. Tabii ki daha kurumsal yapılar bu anlamda girişimciliği desteklemek konusunda büyük bir dilemma yaşarlar. Çünkü hedefler çatışıyordur. Riski sevmeyen ortam, girişimciliği öldürme eğilimine girer ve girişimciler yaşayacak ortam bulamayınca, ölürler. Bu anlamda girişimcilik, kurumsal yapılar için kötü bir virüs gibidir. Her ne kadar bugün kurumsal girişimcilik adı altında bir çok insiyatif alınmaya çalışsa da, birçoğu çalışmaz.

Herhangi bir işin ilk günlerinde patron olmak, muhtemelen her şeyi yapmak anlamına gelir, yerleri süpürmek, kutuları paketlemek, satışı yapmak hepsi girişimcinin üzerindedir. Projeyi yöneten, satışı yapan, anlaşmayı yapan, iş modelini kuran aynı kişidir. Çünkü girişimci kafası gerektirir. Bir şey yapılması gerekiyor, onu gerçekleştirecek kişi siz olursunuz. Yöneticilikte ise bu durum delegasyon ile çözülür. Organizasyonda bu kadar riskli işlere istekli insan bulmanız neredeyse imkansıza yakındır. Liderlikte ise, ortak bir hedef göstererek bu insanları motive etmen gerekir. Onlar başardığında ise, güvenilir ve adil bir lider olman gerektiği için, onlara paylarını vermen gerekir.

Bu noktadaki girişimciliğin kurumsallaşması için, 5 Milyon bütçeyi yeni girişime ayıracak kadar cesaretli, battığında sorun etmeyecek kadar hikmetli, 100 Milyon haline dönüştüğünde 2 Milyonunu verecek kadar cömert ve adaletli, girişimciliği kurumsal olarak yönetecek fesaretli ve bilge olman gerekir.

Hiyerarşik ve risk ortamında ise, riskli işlere girme konusunda 5 Milyon bütçe verilmeyecek, battığında konunun kişiselleştirerek insanların etiketlendiği ve kariyerleri ile tehdit edildiği, 100 Milyon kazandığınde ise onun başkasına hızlıca mal edilebildiği, adalet ötesinde politikaların galip geldiği bir ortam olması nedeniyle girişimciliğin kurumsallaşması mümkün değildir.

Bu anlamda girişimci kafasına sahip olmak, deneyim sahibi olmaktan daha önemlidir.

Dünya’da herkesin girişimci olmadığını, bu kavramın popülerleştirilerek, yalandan girişimciler olduğunu da unutmamak gerekir. Girişimci kafasında, karşılaşılan problemler karşısında bir çoğunuz bu sorunlar ile özdeşleşmeyecektir. Girişimci kafası risk açar, atılabilirsiniz, tutuklanabilirsiniz, para kaybedebilirsiniz, hata yapabilirsiniz, buna karşı psikolojinizi doğru tutamıyorsanız, bu alan insani olarak çok zordur ve çoğu insanda bunu yapma konusunda tedirgindir. Bir noktada da çokta ölçüp biçen akıllı insanların da yapacağı işte değildir. Ancak dünya dualite olduğu için, her zaman en akıllı insanlar, her fazla parası olanlar kazanmazlar. Dünya’nın da adaleti buradan gelir. Steve Jobs’ta bu işi çapulcular ile yaptı.

Bu konuda çokta akıllı olmayan girişimcilik destek ağınızı bulmanız gerekir. Bir çobandan akıl hocalığı almanız gerekebilir. Çünkü çok ince hesaplar yapıyor olabilirsiniz ancak bir çoban size nasıl yapacağınızı gösterecek şekilde doğada bu işi yapıyor olabilir. Sizi cesaretlendirecek insanlara ihtiyacınız var. Bunlar bazen gaz ve toz bulutundan oluşan vizyoner liderler olabilir.

Bu konuda daha analitik liderler, olayların nasıl olduğuna bakıp, sıkıcı cümleleri ve analizleri ile konuyu teknik ve analitik olarak anlamaya çalışacaklardır.

Ancak insanın duygusal olması ve duygularının harekete geçmesi gerektiğinden, girişimci kafasında onu hayal ettirerek, hareket ettirerek, coşku yaratmayı gerektirir.

Karşılaştığınız zorlukları anlayan ve bunları çözmeye yardımcı olan insanlar girişimciliği destekleyecektir. Bunun için şimdiler de clubhouse’u öneririm. Hepsi bir dünya kafası olan, gaz toz bulutu insanlar ile kendini bulmaya çalışanların birleştiği platformlardan bir tanesi. Anlatımı kuvvetlendirmek için yaptığım etiketleme için şimdiden özür dilerim.

Bu platformların avantajı, bu insanlar ile gerçek ortamda karşılaşma olasılığınızın çok az olmasından kaynaklanır.

Ancak unutulmaması gereken konuda hiçbir girişimci bunu kendi yapamaz. Birbirlerini gazlayarak, girişimci kafasını oluştururlar.

Girişimci olmak yüksek derecede belirsizlik ve risk içerir. Bu psikolojiyi yürütmek ise, sağlam bir sinir sistemi ve azim gerektirir.

Küresel salgın ile, kapanan ekonomiler ile, günümüzün değişken ortamları ile ancak girişimciler baş edebiliyor. Bu noktada bu belirsizlik ortamlarında girişimciliği desteklemek bir seçenek olmaktan çıktı, zorunluluk haline dönüştü.

Özetle bu iş ile başa çıkmak için, hayran klübünüzü oluşturun, yaşam maliyetlerinizi düşürün, temel giderlerinizi karşılamak için ikinci bir gelir kaynağı oluşturun, işe borçsuz başlayın, girişimci kafasına ulaşın, akıl hocalığı yapacak ve sizi teşvik edecek destek ağı oluşturun.