Güç, Kontrol, Ego ve Değişim

Ferhat Ünlükal
4 min readDec 18, 2022

--

Güç kontrol etme duygusunu da içerisinde getirir. Gücü kontrol etmek için insan çaba sarf eder. Çünkü kontrolsüz güç, güç değildir.

Yeni dünyalarımızda artık bilgi en büyük güç. Tarihe bakıldığında, askeri, siyasi, ekonomik, politik güçler ortaya çıkmış. Bunlar kendi hükümdarlıklarını kontrol etmeye çalışmışlar. Baskıcı olanları, baskılar sonucunda, baskıcı olmayanlar ise, zamana ve zamanın getirdiklerine karşı adapte olamayanlar, bir şekilde ortadan kalkmış.

Gücü kontrol etmek, egolar ve hırslar ile yoğrulduğunda, baskıcı yönetimler oluşur. İnsanın doğasında vardır her şekilde gücün kontrol edemediğini gören insan, güç zehirlenmesi yaşar.

Güç zehirler, mutlak güç mutlaka zehirler.

Bilgiye dayalı teknolojik gelişmeler, gücü, baskıyı eski alanda kaldığı olduğu için kaldırır. Teknolojik gelişmeler çok hızlı ve üssel olarak hareket ettiğinde, lineer olarak hareket eden, siyasi, ekonomik, politik ve askeri faktörleri ortadan kaldırır.

Bu da değişimin habercisidir. Teknoloji ve bilgi öncelikle kaos yaratır. Konfor alanındakiler, seçilmişler, gücü elinde tutanlar bilgiye karşı cephede olmaya çalışır. Hatta bu durum kontrol ve hırs ile yoğrulduğunda, karşı tarafı suçlamalar ve aşağılamalar başlar. İnsan psikolojisidir, yadırgamayın, tarihin her döneminde, baskıcı rejimler bu şekilde ortaya çıkar.

Kollektif bilinci kullanmayan, farklılıklara kucak açmayan, enerjilerini fırsatlar dünyasına açmayanlar için, bu değişim bir yıkımdır. Yıkıcı yeniliklerde tam olarak bu konfor alanlarındaki yapılar nedeniyle oluşur. Bilgi devriminde, bir de kavramlara aşık ancak bunun içini doldurmayan yeni bilgisiz heyecanlılarda ortaya çıktı. Buna da inovasyon budalaları da diyoruz.

Konfor alanlarında, güç merkezli ancak yenilik kavramını ağzından düşürmeyen ancak kavramları da istismar etmek, manüplasyon ve algı yönetimi ile de yeni bilgi çağını yönetmek isteyenlerde türedi.

Alvin Tofler, “21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenmeyen, öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve yeniden öğrenmeyenler olacak” diyor.

Eskiden öğrendiklerimiz, yanlış öğrendiklerimizi de ezberlerimizi bozan şeyleri de yeniden tanımlamak durumundayız. İşimize gelmiyor olsak bile, bizi konfor alanımızdan çıkartıyor olsa bile.

Bu süreç içerisinde, ezber bozan yeni kavramlar, bazen algı yönetimi, bazen de bilgi yönetimi kapsamında ortaya çıkar.

Bunlar arasındaki farklılıkları çoğu zaman bilecek kadar bilgeliğe sahip olmayız. Bunun için mutlaka 5 kez neden sorusunu kendinize sorun. Bu durumun oluşmasına neden olanları sorun, aldığınız cevaba bir kere daha neden deyin ve 5. kez sorduğunuzda, cevaplarınız dürüst ve gerçekten derine inmişse, o zaman kök nedeni bulursunuz.

Bu sorgulama esnasında oluşan bir gidişat sorunu oluşur ve 5 neden sorusunu sormayan sadece iyimser olmasını öğrenmişler, daha umutlu gözükebilirler ancak sorgulamadıkları ve hareket etmedikleri için de o umutlar gerçeklikten uzak kalacaktır.

Karamsar olmak, umutsuz olmak anlamına gelmez. Karamsar bir gerçeklik ortada olabilir ve sorgulayanlar bunu görerek, karamsar bir tablo çiziyor olabilir ancak bu umutların ortadan kalktığı anlamına gelmez.

Dijitalleştirdiğimiz dünyalarımızda, artık eski ezberlerimiz bozuluyor. Yapay Zekanın olduğu bir noktada, artık yücelteceğiniz değerler farklı olmalı. Eskiden okullarını, eğitimlerini yüceltenler, yapay zeka karşısında sadece onu nasıl kullanacağını yüceltebilecekler.

Ezberler bozulurken, eski kafalarımız ile oluşturduğumuz bir çok meslek, bir çok şey yıkılıyor. Eskiden oluşturduğumuz zenginlik ve para sembolleri, varlıklarımız ortadan kalkıyor. Bilgi ile demokratikleşiyoruz.

Tabii bilgiyi kontrol eden diğer insanlarda güçleniyor. Şimdi de dijital diktatörlüklerimiz oluşuyor. GAFAM (Google, Amazon, Facebook, Apple, Microsoft) diktatörlüğünde yeni bir dijital dünyayı kurduk. Yine güç merkezliyiz ve yine güce taparak, bilgiyi, insanların bilgisini alarak, onları yönetmeye, reklamlar ve yalan haberler ile algılarını kendi istediğimiz yere çevirmeye çalışıyoruz. Bilgi ile ortamı kirleterek, kontrol duygumuz ve gücü elinde tutma duygumuz çalışıyor. Bunun için doğrulanmış bilgi mimarileri block zincirler ile tanışıyoruz ve onları doğrulamak için kullanıyoruz.

Özellikle kuantum bilgisayarlar ile artık hepimiz çok daha çıplağız. Milyonlarca, milyarlarca yılda kırılabilecek şifrelerimiz artık saniyeler içerisinde kırılabiliyor. Bilgilerimiz, yapay zeka ile birlikte yeniden şekilleniyor. Yeni bilinmezlikleri keşfediyoruz. Üretkenliğimiz, artık insanın zamanı ile değil, işlemci kapasitesi ile ölçülüyor.

Tüm bunlar içerisinde, hala gücü kontrol etmek istersen, baskıcı rejimleri kurmak istersen, o zaman, insanları kontrol etmen, insanları kontrol etmek için de gıdayı kontrol etmek gerekecek.

Dijital çağda, dijital korkularımız oluştu ve dijital konfor alanlarında, dijital kontrol ve gücü konuşuyoruz.

Henry Kissinger, bir önceki dünya için, petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin diyor.

Bugün bilgiyi ve teknolojiyi kontrol edersen insanları kontrol etmeye çalıştılar ancak güç merkezli yapılar, gelir dengesini ve gelir adaletsizliğini oluşturdukları için artık insanların gıdalarını kontrol etmeye çalışıyorlar.

Günün sonunda bir algı dünyasında yazıyoruz. Çip veya gıda krizini yaratan yine insanları kontrol etmeye çalışan güç merkezleri. 100 yıl öncede böyle oldu ve yeni bir sanayi devrimi başladı. Karamsarlık umutsuzluk değildir. Yine benzer şekilde, gücün kullanımı demokratikleşecek. Sonra demokratikleşme kavramının arkasında, güçlerin kontrolüne gireceğiz. İnsanoğlu bu çevrimi muhtemelen binlerce yıl sonra bile yaşayacak.

İşte orada belki bir siborgtan bahsediyor olabileceğiz. O zaman zaten kontrol altına alınmış bir insanoğlu veya asi bir yapay zeka ile yeniden bir kaosun içerisinde buluyor olabiliriz kendimizi.

Genç ergenlerin asi tutumları, değişimin haberciliğini yaparken, dijital olarak bilgiyi elde tutabilenler ne kadar baskıcı yönetimler kurabilecek. Bir gün onlarda değişmek zorunda kalacaklar.

İşte bu savaş insanoğlu’nun kendi egosu ile çıktığı iç savaş. Tüm savaşlardan daha büyük.

Karamsarlık, umutsuzluğunuz olmasın. Herry Kissinger, Seçeneksizlik düşüncelerinizi berraklaştırır diyor. Sıkışıp kaldığınızda, düşünceleriniz netleşecektir. İyi kadar kötü günlerinizde olacak ama sizi umutsuzluk bitirecek. Dolayısıyla, umutlarınız hiç sönmesin.

Hiç bir şey güçten daha afrodizyak değildir. Sürekli olarak bir güç savaşı yaşanacaktır. Bu savaşın formu sürekli değişebilir ancak bu savaşın çıkmama ihtimali yoktur.

Bu durumda, insanlar, kontrol etmek için her türlü hileye, politikaya başvuracaklardır. Yaşadışı ve etik dışı olan her zaman çekici gelecektir.

Gücü verdiklerinde, etikdışı ve yasadışı olmak, mobbing bir seçenek olarak ortaya çıkar. Gücü kontrol etmek için, insan doğası olarak gelişir. İnsanları kontrol etmek isteyenler, yönetime zaafları olan insanları getirmeye çalışır ki, onu kontrol edebilsin. Bu nedenle yönetimlere de çok dikkat edin. Hangi zaafların kullanıldığını bilemezsiniz. Yine Herry Kissenger, yasadışı olanı hemen yapabiliriz. Anayasaya aykırı olanı yapmak ise biraz daha vakit alır diyor.

Krizler bazen çözülmez sadece onları yönetebilirsiniz. Ünlü veya güçlü olmanın avantajı, insanların canını sıktığınızda, bunun kendi hataları olduğunu düşünme konforunuzdur. Bu durumda demokratik bir ortamdan değil, güç ve algı yönetiminden bahsedebiliriz.

--

--

Ferhat Ünlükal
Ferhat Ünlükal

Written by Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.

No responses yet