Haftadan arta kalanlar
Bu haftanın akılda kalanlarına baktığımda, mükemmel bir vizyon konuşması oldu.
Konuşmadaki, kolaylık ekonomisi, gig ekonomisi ve network ekonominin yaşantımız ve sürtünmesiz ödeme deneyimlerinin etkisi çok etkileyiciydi.
Artık insanlar işlerinini yaparken, kolay bir şekilde yapmak, bunun için kolay müşteri deneyimleri tasarlanmasını bekliyorlar.
Tüm çalışma hayatlarını bir iş yerinde geçiren anne babalarımız yerine, her 3–5 yılda farklı deneyimler elde eden bir nesile ve sonrasında da aynı anda 3 farklı yerde iş yapabilecek mesleklere doğru evriliyoruz. Gig ekonomisi, bugün belli meslek grupları için daha yaygın olsa da, gelecekte daha da yaygınlaşıyor olacak.
İletişim teknolojilerinin gelişimi, artık ağ etkisini daha da kuvvetlendirerek, internet üzerinde geliştirilen ve ölçeklendirilen işlerin, eski teknolojilerin yayılımlarından daha hızlı olduğunu görüyoruz.
Yeni dünya düzeni yıkıcı etkileri ile büyük sıfırlamaya hazırlanıyor. Artık değer transferini farklı şekillerde yapıyor olacağız.
Fikirlerimizi paylaşmak için, gelişen sosyal medyalarımızın yeni evrilen versiyonları da çıkıyor.
Pandemi öncesinde, her akşam bir yerde etkinliğe gidip orada girişimci ekosistemindeki yenilikler ve pazarda neler olduğunu dinlerken, şimdiler de Clubhouse anlık olarak birçok fikri tartışmamızı, uzmanlardan fikirleri dinlememizi sağlıyor.
Dünya büyük bir değişimin ve fırsatlar çerçevesinin kapısını aralıyor. Bu arada mevcut işleri ve iş yapış tarzlarını da tehdit ediyor.
Değişimi yönetmek ise, liderlerin en önemli görevi. Artık yeni dünyanın gerçeklerini kabullenerek, buradaki fırsatları değerlendirme zamanı.
Fırsatlara hazır olmak ise, öğrenmeye ve yeni yapılacaklara odaklanmayı gerektiriyor.
Sevmek ile başlıyor herşey. Öncelikle kendinizi, çevrenizi. Değer vermek ile devam ediyor.
Birlikte çalıştığınız ekipleriniz, vizyon ve değer üzerinden sizlere bağlanacak. Değer vererek, değer alıyor olacaksınız.
Steve Jobs’un değirmenci hikayesindeki gibi, birbirimizi parlatıyor olacağız.
Steve Jobs küçüklüğünde evlerinin yakınındaki değirmene arkadaşları ile birlikte gider. Değirmenci çocuklara çevreden taş toplamalarını ve kendine getirmelerini söyler. Çocuklar taşları toparlar. Taşlar farklı boyutlarda ve eğri, büğrüdür. Değirmenci taşları değirmene atar ve bir gün sonra taşlar birbirlerine çarpa çarpa çok düzgün ve parlak hale gelirler. İşte bizde ekiplerimizde, birbirimizi böyle parlatırız.
Daha iyi bir dünya yaratmak için, daha etki bazlı organizasyonlara ihtiyacımız olacak.
Daha iyi bir dünya için, daha iyi şirketler, daha iyi insanlar yaratmak zorundayız.
Kapitalist sistemlerimiz karı keşfettikten sonra, sadece kar üzerine organizasyonlarını yapılandırdı ancak görüyoruz ki, çevrede, insanda, hayatta bizlerin paydaşları.
Daha fazla çevreyi kirleterek ürettiğimiz ürünlerin artık hayatımızı daha olumsuz şekilde etkilediği ortada.
İnsanoğlu süreç içerisinde kendi cehennemine doğru koşar adımlar ile koştu.
Tüm paydaşlar ile daha yaşanabilir bir Dünya yaratmak artık olmazsa olmazımız.