İş Modeli ve Girişimcilik
Sermaye sahibi, fonksiyonel ve hiyerarşik yapılar, süreçler ve ideal sistemler konusunda bilgiye sahiptir.
İdeal sistemleri, teorik olarak kitaplardan ve genel eğitimlerden öğrenir ve bunun bu şekilde olması gerektiğini söylerler. Meli ve Malı ifadelerini en çok köşe yazarlarının kullandığını görürsünüz. Suya, sabuna dokunmadan olmalı konusu bir felsefedir.
Herşeyin önüne gelip, tüm malzemeler eksiksiz olduğunda, o yemeği yapacağı düşünülür, bu bir noktada tüm malzemeler eksiksiz önüne geldiğinde deneme yanılma ile tarifi tutturma şansı artar.
Çocuklarımızın da başarı kriterlerini sıvan bazlı seçtiğimiz için, bir de bunu teste döndürdüğümüzden, hazırlanmış ve cevabı bilinen soruları doğru çözenler arasında başarı değerlendirmesi yaparız.
Bu değerlendirme ile yetişen çocuk, yine kriterlere uyarak, büyük yapıların içerisine dahil olurlar, teorik olarak okudukları üzerinden tüm malzemelerin hazır olduğu tarifin yazıldığı, herkesin onlara yardım ettiği, muhtemelen helipkopter anne babalarından gelen bir özellik, herşeyin idealize olduğu, ne kadar kaynak ve para harcadığının önemi olmayan, sadece ideal ürünlere ulaşmaya çalışan, zaman zaman ürün ve fikirlere aşık olunduğu, sistemin kurallarına uyan, hiyerarşiye biat eden bir yapı ortaya çıkartırsınız.
Hayatın akışı ve gerçekleri ise, bu idealize edilen sistemden bir miktar farklı. Her çocuk yürümeden, emekleyerek başlıyor hayata. Her zaman parası ve sınırsız kaynakları olmuyor. Onları hayal ediyor ancak eldeki gerçekleri farklı oluyor. Sizin için de öyle değil mi? Hayal ettiğiniz, çok zengin yaşamak ise, %99'un gerçekliği bu değil. Gerçekçilik bu noktada kritiktir.
Gerçeklerde acıdır. Genellikle hoşlanılmaz. Kavanoz çocukları bu konuyu limbik sistemleri ile okurlar. Savaş veya kaç tepkisinden genellikle kaçın ile sonuçlanır.
Limbik beyindeki savaş ve kaç tepkisi, korkunun, güvenin ve düşüncenin eseridir. Mesele konfor alanının dışına çıkmaktır ve bu alan tehlikeli gelir.
O zaman, gerçekleri söyleyenler ortadan kaldırılmalıdır diyerek, linç kültürü gelişir.
Ancak gerçek ortadadır ve kişilere bağımlı değildir. Gerçek hayat, konfor alanlarında değil, sahanın içerisinde, ufacık noktalar ile sürekli olarak rekabete, gelişmelere göre şekilleniyordur.
Bu fırtınalı denizde, rekabete, ürüne, hizmete, servise bütünsel bakarak, gelirini, giderini, karlılığını tutarak iş yapmak, işin sahibi olmak, girişimci olmak durumundasınızdır.
Ancak hiyerarşik düzenlerde motivasyon, rütbe ve ünvanlar üzerine olduğu için, tüm pazarlıklar, tüm çıkarlar bunlar üzerinden şekillendirilir.
Hiyerarşik yapılarda, büyük şirketlerin iş yapış kültürü içerisine sindiğinde, o zaman girişimcilik ve startup ruhundan bahsedemezsiniz.
Ürünü yapma aşkı, ürünün satılabilir olmasına, müşterisinin olup olmadığına, değer yaratıp yaratmadığına, tedarikçilerden yüksek maliyetli alıp almamasına bakmaz. Bakmakta istemez. Çünkü yetiştirildiği siteril ortam, öyle bir iş hayal etmesini bile engeller.
Cehennemden gelenler cenneti, cennetten gelenlerde cehennemi ararlar. Öğrenme, konfor alanındaki cennetlerde olmaz. Cehennemden gelenler öğrenme eğrileri daha fazla olduğunda, cennetlerini yaratırlar.
Zor zamanlar güçlü insanları; güçlü insanlar iyi zamanları; iyi zamanlar zayıf insanları; zayıf insanlar da zor zamanları yaratır!
Zor zamanlar gelesiye kadar, sermaye sahibi hiyerarşik yapılar, egolar ile dinlemeden yönetilebilir.
Patron yapılarıda zaman zaman startup’a yakın gibi gözükse de, her zaman değildir. Sermaye, ego ile birleşirse de, benzer bir etki oluşacağı için, yeni nesil girişimciler, akıllı para ve risk sermayeleri üzerine şekillendiler.
Hiyerarşik düzenlerde, mış gibi yapmaya da çalışmayın. O zaman, hiyerarşik olarak motive ettikleriniz, takım ruhunu riya ile ortadan kaldırır. Riyakarlıklar, pragmatizm olarak açıklanmaya başlar.
Her şeyi önceden görmeye, hazır olmasına alışkın, helikopter anne babaların yetiştirdiği test çocukları, muhteşem zekaları ile oluşturdukları ürün ve hizmetleri, sıraya girmiş ve sorgulamadan alacak bir müşteri kitlesi hayali ile pazara çıkartmadan önce, onları da garantiye almak için, fizibilite yapılmasını da unutmazlar. Amaç, fonksiyonel yapılarda konfor alanlarının bozulmaması için, bir suçlu arayabilmektir. Bu kimi zaman fizibiliteyi yapan olur, kimi zaman satamayan bir satıcı. Ancak ikisi de değildir. Esasında kimse kendi iç yüzüyle, kendi konfor alanı ile karşılaşmak istemiyordur.
Ancak kötü bir haberim var. İkinci dünya savaşı dinlememe yüzünden kaybedildi.
Tüm bu çerçeve içerisinde, iş modeli, müşteriye yaratılan değer, yaratılma şeklinin ortaya konulması, gelir modelinin oluşturulması, maliyet yapısı, partnerlerin yönetimi geliri, gideri ve karının oluşturma ve bunu ölçekleme sanatıdır.
Bunun için girişimciliğe ihtiyacınız olur.
Girişimci kafasına girebildiğinizde, ünvanlardan çok değere, yetkinliklere önem verebildiğinizde, yola çıktığınızda yol size gözükür.
Mevlana’nın söylediği gibi, “Yola çık, yol sana görünür”.