İnsan olmak ve takım

Ferhat Ünlükal
6 min readJan 18, 2024

--

Hayatı anlamaya, onu deneyimlemeye geldik. Zamanın ve mekanın şahitliğini yapıyoruz. Herkesin bir rolü var ve rolü sorgulamak anlamsız. Herkes Yüce Rabbinin verdiği fıtrat içerisinde hareket ediyor ve kendi yolunu arıyor.

İnsanın kendini arama yolculuğununda, farkındalığını arttırmak, hayatın içerisine derin bakış, özeleştiri, problemleri tanımlamasından geliyor. Eğer problemler yanlış tanımlanıyorsa, çözümlerde yanlış oluyor. Bu nedenle zaman zaman problem çözmemizi, eleştirilerimizi, düşünme tarzımızı, felsefi olarak antik yunandaki gibi düşünmemiz gerekiyor. Modern araçları düşünmeden, işin temel sorusuna cevap verebilmek.

İşte iyi analist olmanın sırrı birazda burada.

Akıllı olmak, eleştirel düşünmek, itiraz etmek yol arayışında çok kıymetli. Bunun yanında kalbin temizliği, temiz masalarda bir o kadar önemlidir.

Yüksek IQ’lu insanların hayatta çok başarılı olamadığını görüyorsunuz. Sebeplerine bakınca, bunun sebebi azınlık olmaları mı? IQ’ların dolayı kendi egoları ve kibirleri mi? Düşünme ve algı sorunları mı? Kalp temizliği mi? Herkese sunulan hayat deneyimi birbirinden farklı. Kimseyi yargılamak ve onu etiketlemek bizim haddimize değil. Yüksek IQ’lu bir insan olduğunuzu hayal edin. Belki de öylesinizdir. En ufak sorunu algılıyor musunuz? Onun mükemmel olmasını mı istiyorsunuz? İnsani sorunlara katlanamıyor musunuz? İnsanları anlamakta güçlük mü çekiyorsunuz? EQ’nuz düşüyor mu? Takım olma şansınızı ortadan kaldırır ve kendinize dönersiniz. Bu diğerlerinin müthiş işler yapacağı anlamına gelmez. Bunun yanında ortalama sürdürülebilirler, yüksek potansiyelli heyecanlıları rahatlıkla yenebilir ve bezdirebilir. IQ sorunu mudur ? IQ’suzluk mu? EQ sorunu mudur? EQ’suzluk mu? Sonuç itibarıyla hiçbiri sorun değil, uyuşmama, iklim ve ortamdır. Ortam ve iklim değiştiğinde sorunlar değil, çözümler haline gelebilirler. Liderler işte bu farkındalık içerisinde, insanların en iyi oldukları yerleri bir araya getirerek takım oluştururlar. Sadece IQ’nuzun yüksek olması iyi bir lider olacağınız anlamına gelmez. Aksine mekanın ve zamanın şahidi olamazsanız, o zaman bu size lanet olarak iner. Bilginin laneti gibi, Casandra sendromu yaşarsınız.

Casandra gibi, felaketleri tahmin edebildiğiniz halde onları inandıramazsınız. Casandra’nın Lanetidir.

Yüksek IQ, takım sorunları yarattığında, uzmanlık, ürüne aşık olma sorunları yarattığında, işler daha da karışır.

Hiyerarşik yapılarda güç ile birleştiğinde işin içerisinden çıkmak imkansız hale dönüşür.

Temelindeki Yüksek IQ, liderlik problemi yarattığı gibi, hiyerarşik ve güç merkezli yapılarda, icra problemlerini de beraberinde getirir. O nedenle rahatlayın. Zamanın ve mekanın şahitleri olduğunuzu unutmayın. Kontrolü ele almanız için hizmetkar liderlik yapmanız gerekir.

Tüm refleksleriniz IQ’nuzun yüksek olduğu, diğer insanları maniple edebilir, Aristo kibirine kapıldıysanız, çıkarlarınızı öncüllediyseniz o zaman farkındalığı zor elde eder, çok hızlı dönüşemez ve iyileşemezsiniz.

Kartlar her zaman yeniden karılır ve yeniden dağıtılır. Birileri bu durumda davranış stilini değiştirdiğinde, artık sizinde buna adapte olmanız gerekir.

Enerji akışı değiştiğini fark etmeniz, davranış ve liderlik stillerini değişmeniz için kritiktir.

Yüksek IQ’lu bir kişi çok düşünür, Obsesif şekilde çalışır. Absolute kulağı ile herşeyi uyar. Algı oranları ile herşeyi fark eder. Bu da onun laneti haline dönüşür. O nedenle bazen sağırlaşmak, görememek, bilgelik için gereklidir.

Bunun dışında insanoğludur ve zaman ile güç arasında ters ilişki vardır. Zaman geçtiğinde, gücün bir noktadan sonra düşer. Olayı kalpler üzerine kurmadığında, gücün düştüğünde zamanında geçer. İnsanoğlu ve insan beyni nankördür. İyilikleri unutur. Fazla fedakarlık edersen, fazla vefasızlık görürsün. İlk olarak ailenin sana yaptığı iyilikleri unutursun. Çünkü insan beyni, kortex ve limbik beyin parçalarından oluşur. Kortex, sevgi, şevkat, anlayış, saygı ile beslenir. Limbik beyin ihtiyaçlar üzerinedir ve sürekli ister. Ulaşamadığında savaş ve kaç tepkisi üretir. Güzellikleri, iyilikleri çok hızlı unutur. Yoksulluklara odaklanır. Eksik olduğu yerleri sürekli olarak tamamlamak ister. Modern insanın sınavı ve dramıdır.

İyilik yapan insanlar için, iyilikler görev haline dönüşür. İyilik yapılmadığında, ona kötülük yapılır. Bu nedenle insanlar ile aranızda belli bir mesafeyi koruyun. Hele narsist insanlar ile mesafeyi koruduğunuz gibi sınırlarınızı da koyun.

Kör gözünü açtığında ilk bastonunu kırarmış. Bu nedenle nankörlük görmek istiyorsan, fedakarlık yapın. Fazla fedakarlık fazla vefasızlık getirir. Bu lafın arkasında, iyilik yapıp arkasında rüşvet olarak değerlendiren bir düşünce de görebilirsiniz. İyilikleri tabii ki insana karşı değil, Yüce Rabbimiz için yapın. Onun rızası için olduğunu unutmayın.

Diğer türlü, işi ticarete dökmüş bir istismarcı olabilirsiniz.

İlk olarak ailenize öfke duymanız bu yüzdendir. Çünkü onların iyi hissettikleri yerlere doyar artık nankörlük etmeye başlarız.

İnsan bunların hepsini bilirken, farkındayken, yine de çıkarları ağır basar. Akıl sahibi olmasına rağmen, hatalı kararlar verir. Çünkü, önyargılarımız, öğrendiklerimiz, atalarımızdan öğrendiklerimiz yanında dünyadan aldığımız mesajlar ve buna karşı beynin düşünce yapısı, algılaması etkendir. 5 duyu organımızdan gelen bilgiler ile algılarız ve beynimiz ile onu işleriz. Beynin çalışma tarzına göre, çıktılarımız hepimizde değişir.

Tüm bunlar çevresel, donanımsal, kültürel, yazılımsal faktörlerdir. Peki doğruyu nasıl bulacağız. Beynimiz ile düşündüğümüzde bunu bulmakta zorlanırız. Habuki kalbimiz bunun cevabını çok kolay verir. Kendini dinle ve kalbinin sesini dinle.

Dünyadaki en büyük mesafe kalp ve beyin arasındadır. İşte o da insanın kendi savaşıdır.

Kalbini açtığında, tozlarını arındırdığında, kuruntu üretmeyi bitirdiğinde, herşeyi yoktan var edene inandığın kadar, güvendiğinde, ondan başka ilah olmadığını, sadece ve sadece ondan yardım istediğinde, en büyük yardımcın o olacaktır.

O nedenle bir adım geriye çekil ve bak. Kalbini ve yüreğini açık tut. Fazla fedakarlık yapma. Mesafeni korunu, mutluluklarını kitleme, insanlara indeksleme. Onlardan onay bekleme. Karakterine, yaradanına güven ve onların sizi takdir etmesinden bağımsız olduğunu anla. Hata yap, hatalarından öğren, küçük insanlara büyük anlamlar yükleme. Kişiliğin değerli, etiketler üzerinden seni ezmeye çalışanlara izin verme. Eleştirel düşün ve karşı çık. Cesaretini topla ve göreceksin ki kendi yolculuğuna çıkacaksın.

Etiketler üzerinden okuyan insanları gördüğünde, etiketlerin satılabilir ürünler üzerine konduğunu unutma. Sen kendi başına değerlisin. Alınabilir ve satılabilir bir ürün değilsin. Zihinlerde yaratılan gecekondulara bağımlı kalmak durumunda değilsin. Yalnız kalmaktan mı korkuyorsun. Yalnız kal ama kendi yolunu yürü. Kirli ruhların kalbinin üzerinde tepinmesine mi izin veriyorsun. Bunun yanında düşün, kendini eleştir, egonu bir kenara bırak. Sen mekanın ve zamanın şahidisin. Çamurlu ayakların ile kalbin üzerinde gezinlemelerine izin verme. Varlığını anlamayanlara, yokluğunu hediye et. Sadece ve sadece sen sana yetersin. Emin ol, Yüce Rabbine güven, yolun güzelleşecek. Samimiyetsizlik yerine, gerçeklikler ile karşılaş.

Kendini sev. Olayları kişisel algılama, yapabileceğinin en iyisini yap, varsayma, kullandığın cümleleri özenle seç. Kalbini ve hayatını sevgi ile doldur. Sevgi ile başla. Ahlaki pusulanı unutma. Kendine yolculuğa başla.

Biz yaradanın parçasıyız. Onun enerjisiyiz.

Kollektif bilince ulaşmamız insan kendini fark edemeyecektir. Kendini fark ederek, derinine inerek, yüce rabbine kavuşursun. Dünya hayatındaki oyuncaklar, seni kendinden uzaklaştıracak.

İtiraz et. Korkma. İczatlar, itiraz edenlerden geldi. Topluluklarımız bu şekilde zenginleşti, otoriteye boyun eğme. Yeniliklere bu şekilde erişebilirsin. Hakkını ara, sorula, eleştir, cesur ol, kendine yolculuk et.

--

--

Ferhat Ünlükal
Ferhat Ünlükal

Written by Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.

No responses yet