Kendini İcat Etme ve Ölüm
Herşey ölmeye mahkumdur. Ölüme karşı bir bilet almak ancak değişim ile mümkündür. Doğada yeni doğuş hikayesi dediğimizde kartalları görürüz.
Kartallar yeniden doğuşun sembolüdür. Kartal kuş türleri arasında en uzun yaşayanlardandır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadırlar. 40 yaşında gelen kartalın pençeleri sertleşir, esnekliklerini yitirir. Beslenmesi sağlayan avlarını kayrayıp tutamaz. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kalınlaşır ve kartlaşır.
Kartalın uçması zorlaşır. Dolayısıyla kartalın iki seçeneği oluşur. Ya ölümü seçecek, ya da yeniden doğuşun acılık ve zorlu süreçlerine katlanacaktır.
Yeniden doğuş 150 gün sürecektir. Bu yönde karar verirse, kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yere yuva yapar.
Kartal gagasını sert bir kayaya vurmaya başlar. Sonunda kartalı gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra, yeni gagası ile pençelerini yerinden söker. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlanmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl daha uzun bir süre yaşam süreceği yeniden doğuş uçuşunu yapmaya başlar.
Gücün kullanımı ve değişimi yönetmek gerçekten zorlu bir süreç. Bu süreci detaylı olarak aşağıdaki yazımda ele almıştım.
Apple’da 1 Nisan 1976 tarihinde kuruldu. Yine kartalların olduğu gibi 40'lı yaşlarında bir dönüşüm hikayesine ihtiyaç duyuyor.
“Bir zamanların büyük şirketlerinin tekel olduktan sonra düşüşe geçtiğine, inovasyonun yavaşladığına ve yaptıkları ürünlerin sonradan akla geldiğine inanıyordu. Sonunda, satış görevlilerini sorumlu tuttular ve ne sattıklarından ziyade ne kadar sattıklarına öncelik verdiler.” Tripp Mickle.
İşte değişimi anlamayama konusunda bir şirketin başına gelebilecekleri çok güzel özetlemiş.
Tim Cook, Apple’ı ürünlere kıyasla kara öncelik veren trilyon dolarlık bir fabrikaya dönüştürdü.
Apple’ı Apple yapan çekirdek yeteneklerde gitmiş gözüküyor. Jonathan Ive bile şirketten ayrıldı.
Apple’ın tedarik zinciri, şirketin değerinin %50'sini oluşturuyor.
Bilgi şirketleri yenilikçi yeteneklerini ve girişimcilerini kaybettiklerinde çok büyük yara alıyorlar.
Steve Jobs bir dahiydi ve yeri doldurulamıyordu. Çünkü onsuz çalışamayacak bir şirket kurdu.
Steve Jobs tam bir mikro yönetim sergiledi. Tasarımlarını, pazarlama kampanyalarını, üretim sorunları, müşteri sorunlarına tek tek kendi cevap verdi.
Jobs Apple çalışanları için bir ebeveyndi ve kaybettiklerinde ebeveynlerini kaybettiler. Jobs her iş kararını onaylıyordu.
Jobs’un ölümünden sonraki ilk yönetim kurulunda Cook toplantıda ayrıldı. Ancak toplantı ayrıldıktan sonra devam etmedi. Steve Jobs’ın Apple’daki rolü, Tanrı rolüydü.
En küçük ayrıntılar onun için takıntı haline geliyordu. Dürtüleriyle ve limbik beyni ile tüm ürün hattını iptal edebilirdi. Bir şey ters gittiğinde, anında patlaşayabilirdi ve duygu kontrolü yoktu.
O bir derebeyiydi.
Jobs, Jony’yi Apple’da evinde gibi hissettirdi. Cook ile iş dışı ilişkisi yoktu. İkisi de CEO değildi. Jony bir tasarım, Cook operasyon dahisiydi.
Jobs, kendisine karşı iç rekabet yaratabileceği konusunda paranoyaktı. İnsanları yönetici statüsüne terfi etmek konusunda isteksizdi. Çünkü terfi ettiği kişi onu işten atmıştı.
Bu nedenle, Jobs’u tehdit etmeyenleri seçti. Jony’de Cook’ta sakindi, uzmanlaşmış çalışkan kişilerdi. Jobs’un tam olarak tersiydiler.
Bu Jobs hayattayken işe yaradı ancak öldüğünde, tam tersi haline dönüştü. Jobs’ta bu sorunun farkındaydı.
Başarılı ve uzun vadeli firmalar, her zaman haleflerini yetiştiren liderlere sahiptir. Başarılı yöneticileri seçip, onlara rehberlik etmek ve ardından işlerini yapmalarına izin vermek, başarılı liderlerin ve şirketlerin temel özelliğidir. Eğer şirket içi kavgalar ile ayakta kalınmaya çalışılıyorsa, o şirketin geleceği önümüzdeki dönemde zaten yoktur.
Jobs kendini yeri doldurulamaz görüyordu. Alçakgönüllülük ve öz farkındalık onun zayıf yanlarıydı. Dehasının başka birisine aktarılamayacak kadar büyük olduğu sonucuna vardı. Egosu çok büyüktü.
Zorlu bir süreçte şirketi büyükmek için, çalışanların aşırı uyarılmamış olması gerekebilir.
“Rock yıldızları gibi yaşadılar. Ürün etkinliklerinden sonra limuzinlere Bollinger şampanya şişeleri yüklediler ve akşam yemeği ve gece içkileri için dışarı çıktılar. […] Bir tasarımcının kurşun şeklindeki bir keskin nişancıda sakladığı quaaludes’den kokaine kadar uyuşturucular mevcut olabilir. Hepsi kendini sanata ve icatlara adamış bir grup Rönesans erkeğinin çok çalışkan, çok oyun oynayan kültürünün bir parçasıydı.” diyor Tripp Mickle.
Böyle bir grubun hiyerarşi ile birbirine bağlanmaları mümkün değildir. Kurumsal yapılarda, takıntılı girişimci kültüründeki konuları anlamakta iyi değildir.
Jonathan, tasarımı, Cook ise uçtan uça işlerle ilgilendi. Diğer departmanlara temel olarak bir iş verildi. Tasarımcıları hayal kırıklığına uğratmamaya çalıştılar.
“Tasarımcılar bir ürünün nasıl görüneceğini tanımladılar ve işlevlerinde büyük bir sese sahiptiler. Personel, güçlerini tek bir cümleyle özetlemeye başladı: “Tanrıları hayal kırıklığına uğratma.” Tripp Mickle
Apple sonsuza kadar bir startup olamadı. Startup iyi, kurumsal kötü fikrinden sonuna kadar savundu. Girişimcilerin egoları burada biraz ön plana çıkar.
Apple onun için dünyanın en büyük girişimiydi. Rakipleri ruhsuzdu.
Ancak doğanın kanunu, büyümeyi emrediyordu. Olgunlaşacaktı. Sermaye adamları finansçılar gelecek ve bilgi adamları gidecekti.
Sorun bunun geciktirmek veya olmayacakmış gibi davranmak yerinde, içerideki korumanın bir yolunu bulması gerekiyordu.
Bazı şirketler bunu bilir ve yönetirler. Disney, Nintendo, sürekli olarak kendilerini yeniden icat eder, yeni, heyecan verici şeyler yapmayı başarırlar.
Bu firmalar, On yıllar boyunca mükemmelleştirimiş sistemler ve süreçlerine üzerine inşa edilmiş seçkin bireylere güvenirler.
Her şirket ve her canlı ölümü tadacaktır. Olgunlaşmayı rteddetmek, yaratıcılığı korumak ile aynı şey değildir.
Düşmeye başlayan firmaların temel özelliği, krizleri çözmek için daha fazla yöneticiyi işe almasıdır. Ancak bu sorunları çözmediği gibi derinleştirir.
İşte o zaman ölürsünüz.