Lut Kavmine mi dönüyoruz?

Ferhat Ünlükal
5 min readJan 20, 2024

--

İnsanoğlu egosu ve kendi ile savaşta. Kollektif bilinci kaybederek, kendi dünya hırsları, çıkarları, kendi sefası için, sapkın düşüncelere, olaylara doğru hızlıca kalbini pisletiyor ve bunun içerisinden de çıkamıyor.

Epstein davasında, insanoğlu’na yutturulan demokrasi ile özgür seçim haklarına yönelik sistemlerin olmadığı, bir grup insanı birilerin yücelttiği, yüceltmenin arkasında onların zaaflarını, korkularını kullanabilecek kontrol mekanizmaları kurduğunu, kötülüğün tüm dünyayı sardığı ve kanalizasyon borularının her tarafa saçıldığı görülmektedir.

Çocuk istismarından, narsizm’e, kötülüğün sıradanlaşmasından, ötekileştirmeye, dünyadaki çatışmalara, dünyayı çok sevip, gençleşme hırsına giren zenginlere kadar bir çok pislik gün yüzüne çıktı.

Bunların bir kopyasını hayatımızın içerisinde görmüyor muyuz derseniz? en küçük yapımızdan en büyük yapımıza kadar bir yerde bunları görebiliyoruz. Önyargılar, etiketlemeler, mobbingler, istismarlar gücün olduğu her noktada, paranın ve gücün paylaşılmak istenen her noktada çok derin şekilde kötülükler görülmemeye başlanıyor ve kötülükler sıradanlaşıyor. Yapmayana enayi, akılsız damgası vurularak, aynı davranış kalıbını yapanlar yüceltiliyor.

Kötülüklerin yayıldığı bir dönemden geçiyoruz ve bu sıradanlaşıyor.

Bazıları Yüce Rabbimi kıyamete zorlayarak, Mesih’in gelmesini hızlandıracağına inanıyor. Kral Davud soyundan gelen Yahudilerin “beklediği Mesih”, Evanjelist Hıristyanların “beklediği İsa Mesih”, Şii Müslümanların “beklediği” kayıp 12.imam olan Mehdi’yi bekliyorlar. 21. Yüzyılın ilk çeyreği “kuvvetli inanç”, spekülasyonlar, maniplasyonlara bakıldığında şaşırtıcı seviyede benziyor.

Tanrıyı kıyamete zorlayarak, başta ortadoğu olmak üzere, dünyayı büyük bir teknolojik, nükleer, biyolojik ve kimyasal savaşın içine sürüklüyorlar. Lut Kavminin sonunu yaşıyor olacağız. Bu bir histeri haline dönüşüyor.

İnsanoğlu birbirine düşmanlık yapıyor. Araf Suresi 24. Ayettte “Birbirinize düşman olarak yeryüzüne ininiz, sizin için yerde bir zamana kadar bir ikametgah, bir faydalanma vardır” diyor. İnsanoğlu’nun şeytan ile savaşı. “..biz de dedik ki haydi ininiz ve o halde ininiz ki bir kısmınız, bir kısmınıza zulüm ve tecavüz edecek düşman ve sizin için yeryüzünde bir zamana (yani ölünceye) kadar geçici bir oturulacak yer tutmaya çalışmak ve faydalanıp yaşamak da bir hak olsun…”

İnsanoğlu büyük bir sınavda.

Kötülükleri sıradanlaştırdığı gibi, kötülüğü de kurumsallaştırıyor. Çıkarlarını herşeyin önüne koyuyor.

Bunu yaparken, her türlü Maniplasyon, dezenformasyon, önyargıyı kullanıyor.

Dünyayı yönetmek için bile her türlü kötülüğü sıradanlaştırmış ve istismarı düstur edilmiştir. İnsanoğlu etik ve ahlaki pusulasını kaybediyor.

Modern ve çağdaş insan, kendi şeytanları ile savaşını yaşıyor. Dünya sınavını.

Demokrasi, insan haklarının arkasında, çıkarcı liderler ve onları oynabilen mekanizmalar ile büyük bir illüzyon yaşanıyor. Buna karşın, insana dokunan Otantik ve hizmetkar liderlik kavramları ortaya çıkıyor.

İnsanın düşüncesi, onu sınavı haline dönüşüyor. Mahatma Gandhi şöyle diyor. “Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.”

Balık baştan kokuyor ve liderlerden itibaren, çürüme en aşağı kadar iniyor.

Kutsal kitaplarda yazan, Lût Kavmi’ne dönüyoruz. İslam inancında MÖ 1900 yılllarına kadar varlığını sürdüren kavim doğal afetler sonucu yok olmuştur.

Kavim bugün Kızıldeniz’in kuzeyinde Ürdün İsrail sınırında Lût gölü yakınlarında yaşamıştır. Lût gölü deniz seviyesinden 794 metre aşağıdadır ve bu bölgede bir çöküş yaşanmıştır. Kuran’da anlatılan olaylarla benzerlik göstermesi, Tevrat’ta “Sodom” şehrinin böyle bir akıbete uğramış olması, Lût Kavmi’nin burada yaşadığı ile ilgili kuvvetli kanıtlar verir.

Kur’an’a göre de yasak olan aile içi akraba arası ilişki, zorla cinsel ilişki, fuhuş ve sapkınlık olarak nitelendirilen davranışlar, kavim içerisinde doğal bir hale gelmişti. Kötülük sıradanlaştırılmıştı. Tecavüz, istismar ve fuhuş normal hale dönüşmüştü. Kavmin erkekleri, şehri ziyarete gelen tüm erkeklere ve herkes birbirine, kendi ailesine tecavüz ediyordu. Kur’an’a göre, bu tür bir sapkınlık ilk defa bu kavimde görülmüştü.

Allah, Lût peygamberden kavmini uyarmasını istemiş, o uyarılarını yapmış ancak kavmi bunu umursamamıştır. Bu durum Cassandra’nın lanetidir. Zaman zaman kendimi de Cassandra’nın lanetine uğramış olarak bulurum.

Allah, tecavüz olaylarını sona erdirmek için kavme erkek kılığında melekler göndermiştir. Bu olaydan sonra Allah, Lût peygamberin ailesiyle beraber şehirden uzaklaşmasını istemiş, bu arada hiç arkasına bakmamasını, eşinin de helâk olacağını bildirmiştir ve neticede Lût peygamberin eşi de Lût kavmiyle yok edilmiştir.

Bugün yaşanan makam, mevki hırsları, çıkarlar için oluşturulan biat ve politika mekanizmaları, kendi bireysel çıkarlarını öncüllemek ile birlikte Allah’ın bizim ile ilgili rızasını ortadan kaldırıyor.

Biz ne zaman bu kadar kötü hale dönüştük. Dünya büyük bir sınavımız haline dönüşmüş.

Ve Mûsâ, ta’yîn ettiğimiz vakit(te ta’yîn ettiğimiz yere gelip mağfiret dilemeleri)için kavminden (buzağıya tapmayan) yetmiş adam seçti.(2) Onları da o şiddetli sarsıntı yakalayınca (Mûsâ) dedi ki: “Rabbim! Eğer dileseydin (buzağıya tapanlara engel olmadıkları ve onları terk etmedikleri için) onları da (ve dileseydin) beni de daha önce helâk ederdin.
İçimizden bazı beyinsizlerin yaptığı şeyler yüzünden bizi helâk mı edeceksin? (Helâk etme yâ Rabbî!) Bu, senin imtihânından başka bir şey değildir. Onunla kimi dilersen(küfürlerindeki ısrarları sebebiyle) dalâlete atar, kimi de dilersen (hikmetine binâen kendi lütfundan) hidâyete erdirirsin. Sen bizim velîmizsin; artık bize mağfiret eyle; ve bize merhamet buyur; çünkü sen bağışlayanların en hayırlısısın!”

İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de helak etme Ya Rabbim. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla ve merhamet eyle. Sen bağışlayansın ve en hayırlısısın.

Güç yüzünden zehirlenmişlerden ve onların yaptıkları sapkınlıklardan, istismarlardan bizi uzak tut Ya Rabbim.

Güç ve ego oyunları, bizi Lût kavmine yakınsıyor.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başlarım. Allah’ım Senden başka ilah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten bizler zulmedenlerden olduk” Maalesef Lût kavminden olduğu gibi, insanın egosu, hırsları ile birlikte tarih tekerrür etti.

Sana sığınır ve senden yardım dileriz.

--

--

Ferhat Ünlükal
Ferhat Ünlükal

Written by Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.

No responses yet