Politika ve Biat
İnsanın ve politikanın olduğu her noktada çürüme gelir. Onları ne kadar uyarsanız, kulak asmayacak ve emin adımlar ile cehennemlerine gidecekler.
Önce mikropları salıp, sonrasında hastalıkları tedavi etmeye çalışıyorlar. Danışıklı dövüş değil midir? Gerçekleri saklamak, algıları yönetmek, bu zamanda tatmin duygusu yaratıyor. Güç ve ego kaynaklı bir zehirlenme yaşıyoruz.
Başındakiler hiçbir şeye müdahale etmiyor çünkü onlarda oyunun bir parçası. İşlerine geldiği noktalar var ve kendi yönettikleri kısımlar.
Gerçekleri söyleyenleri bir bir ortadan kaldırıp, hükümdarlıklarını daha da genişletmeye çalışıyorlar. Haksızlıklar karşısında da, susanlarda, buna ortak oluyor. Hz. Muhammed’in söylediği gibi, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Çıkar hesapları, paylaştırılmış pastalar herkesi mutlu ediyor.
Yakıyor, yıkıyorlar ancak sesini çıkartacak kimse yok. Toplulukları sindirme yolunu denemişler. Kendi sloganları, demokratikleştirme, iklim, gelir adaleti üzerine ancak gerçek katil, uşak. Algı oyunları ve politikaları ile her şeyi etkileyebileceklerini düşünüyorlar. Politik ortama hepsi teslim olmuş durumda.
Allah’ın emirlerini unutup, kula biat etmeye başlamışlar. Makam, mevki hırsları ile dilsiz şeytanlaşmışlar. Zalim yönetici karşısında Hakkı söylemek şartır. Politikacıların oyuncağı olmuş bir topluluk.
Hz. Ömer, ‘’Ben haksız ya da yanlış bir iş yaparsam ya da söz söylersem, yanımdaki biri bunu bildiği halde susarsa o kişi benden uzak dursun, çünkü onda hayır yoktur. O beni uyarır, hatırlatır da ben bu ikaz ve uyarıyı dikkate almazsa, o kişi yine benden uzak dursun, çünkü bende hayır yoktur.’’ diyor.
Yöneticilerinizi üstün görerek, onlara biat etmek, yıkımları getirdi. Sorgulayın. Haksızlık karşısında karşı çıkın. Tarihte Firavunda, Tanrı Kırallar’da aynısını yaptı.
Onların ateşi, müritlerine de sıçrayacaktır. Rızkı veren yöneticiler değil, Yüce Rabbinizdir.
Menfaatleriniz veya kaybetme korkunuz yüzünden zalimlerin peşine takılırsanız, o makam ve kazanç size sunulmuş bir illüzyon. Kurtuluşunuzu burada aramayın. Bunların hepsi gasptır. Ehliyet ve liyakata göre, göreve atayandan görevi kabul edende, o işin ortağıdır.
Ehil olmak sadece tecrübe ile değil, ahlaki, etik olarakta bu vasıflara sahip olmayı gerektirir. İstişare etmediğinizde yanılırsınız. Farklı görüşleri dinleyin ve duyun. Onlardan etkilenenlerin görüşlerinize açık olun. Yoksa zalimlik yapmış olursunuz.
Görüşünüzü değiştirmeye hazır olun. Makam ve mevkiniz sizi haklı yapmaz. HIPPO görüşlere kapılmayın.
Siyaset, vekalet’e, ilim velayet’e tabidir. Ödünç aldığınız şeyleri yönetiyorsunuz, sahiplik ve egolarınız ile bunları okumayın. Alim bile olsanız, fikirlerinizi zorla kabul ettirmeye çalışıyorsanız, zalim olursunuz.
Her şey yüce Rabbimizin iradesi içerisinde gerçekleşecektir. Rızasını almadığınız bir şey, size geri dönecektir. Hukuksuz, adil olmayan her davranışın sonucunu göreceksiniz. Susarak bile, suç ortağı olmayın.
Yöneticiler, çalışanların işlerinden sorumludur. Makam ve mevki adına biat etmeyin ve boyun eğmeyin.
Zulüm adaletin yokluğudur. Zulm ile abad olunmaz. Yüce Rabbim işleri sarp dağlara sardıracak, üstüne pislik yağdıracak, yiyecekler ancak doymayacaklar, yedikleri şifa değil dert olacak.
Kurtuluşa ermek, farkındalı ve kabul etmek ile başlar.