Politikacı
--
Siyasetçi ve politikacı, parti politikasında etkin olan bir kişi veya hükümette bir görevi elinde bulunduran kişi olarak geçer. Politikacılar, ülkeyi, kurumları insanları yöneten yasalar ve politikalar önerir , destekler ve oluştururlar. Politikacı, bir bürokratik kurumda, politik iktidara ulaşmaya çalışan herhangi biri de olabilir.
Memur zihniyeti içerisinde, politika insanları bir yöneltmek için iktidarı ulaşmaya çalışmak için çalışmak anlamına gelir.
Özellikle sanayi devrimindeki toplulukların yönetim anlayışı içerisinde de hakim bir görüştür ve büyük organizasyonlar buna göre hareket ederler. Buna göre, cetveller ve ölçü birimleri türetirler.
İnsanların yönetilmesi gerektiği ve bunun için politikaların oluşturulması ve politikacılarında bunu oluşturması gerektiği anlayışına dayanır. Bir anlamda doğrudur ve hiyerarşik yapılandırmanın da bir çıktısıdır. Bu yapı otomatik olarak kendi farklı konumlamaya çalışanların, güç, iktidar ve makam mücadelelerinde aracıdır.
Sanayi devriminde doğru olarak varsaydığımız bu durum , bilgi devriminde, herkesin daha fazla bilgiye erişmesi, yapay zekanın daha hızlı işleme kapasitesini kullanarak, sistemin durumsallık ilkelerini çok daha derin anlaması bu kabullerimizi gelecekte de devam ettirebilecek mi?
Bugün oynanan politik yöneticilik oyunlarının yarın bir geleceği var mı? veya çoktan geçti mi? Yöneticiniziin bir yapay zeka olmasını isteyecek kişi sayısı kaç olacak? Acaba yönetici ve politikacıları daha fazla ne kadar görmek isteyecekler.
Sanayi devriminden bilgi devrimine geçiş esnasında politikacı, yönetici kavramlarından liderlere doğru bir geçiş yaşandı. Lideri, bulunduğu çevreye yarar sağlayan, süregelen gelenekte köklü değişiklikler yapan ve çevreyi yönetmek için sorumluluğu; sezgi, zeka ve bilgiye dayalı karar alıp, uygulayan kişiye diyoruz.
Lider, elindeki gücü kullanabilme kapasitesine bağlı olarak, çevresini etkileyen kişilerdir. Politikacılar, popülist veya çıkarcı politikalar oluşturabilirken, liderler, değişimi tetikleyebilecek zor kararlarını alabilme dirayeti ve sonuçlarının arkasında durabilme cesareti gösterirler.
Lider, insanların başkalarından aldığı bilgilerle bilgili olabildiğini, kendi akıl süzgecinden geçirip, güdülerinden arınarak ve farkındalığını yükselterek, akıllı olabileceğini bilir.
Lider çevresini dinler, fikirleri olgunlaştırır ve buna göre kararlarını alır ve sorumluluklarını da üstlenir.
Liderler, bilgi ve vizyonu ile çevresini etkiler, vizyona inandırarak onları tek bir hedefe odaklar. İnsanları dinler ve anlamak için özel çaba sarf eder. Güç merkezli yöneticiler, bu noktada güç zehirlenmesine uğrayabilir.
Güç zehirlenmesi, ortamda katil farelerin oluşmasına, politikacılar da insanların yanlış yönlendirmesine sebep olabilir.
Bu konu farkındalık ile çıkarlar arasında gidip gelen bir denge oluşmasına sağlar. Hangisi daha ağır basıyorsa, ona göre bir yönetim anlayışı ve kültür oluşur.
Bir hadiste, “Siz nasıl olursanız sizin idarecileriniz de öyle olur. Siz nasılsanız öyle idare edilirsiniz” diyor. Her topluluk hak ettiği şekilde yürütülür. Değişimde tam bu noktada başlar.
Ra’d Suresi 11. Ayette, “Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez” diyor.
Lider, insanları dinler ve anlamak için özel çaba sarf eder. Çevresindekilerin gelişmesi için olumlu değişim ve sürekli öğrenme ortamları yaratır. Etik ve sahip olduğu güçlü değerler ile, adil, tutarlı davranışları ile bir rol model haline gelir.
Liderlerin dinlemesi, farkındalığının yüksek olması, güç zehirlenmesinden kaçınması onun liderliğinin devamlılığı için şarttır.
Bu bağlamda tanıştığımız yeni kavram hizmetkar liderliktir. Greenleaf 1977 yılında hizmetkar liderlik kavramını, kendini diğer insanların yerine koyabilen, onları dinleyen, onları duygusal olarak anlayan ve destekleyen alışılmadık bir güce ve kaynağa sahip kişi olarak tanımlıyor.
Özellikle, VUCA dünyasında yaşadığımız, değişimin yönetmemiz gerektiğinde, özünde insanı anlamaktan başlamalıyız.
VUCA dünuasında, örgütleri etkileyen bir değişim ve dönüşüm süreci yaşanmaktadır ve değişimi yönetmek durumundayız.
Değişim kavramının da içini boşaltmadan konuşmak ve değer/anlamı kaçırmadan da konuyu anlamamız gerekir. Değişim bir güdü olarak alınırsa, sürekli olarak yeni bir şey yapma ihtiyacı ile işin derinini anlamadan, inovasyon budalalığına da yol açabilir.
Kavramlar arasında sürekli manüplasyon yapan politikacılara dikkat etmelisiniz ve sürekli kendi çıkarları için, bürokratik yapıları kullanıyor olabilirler.
Konumuza tekrar gelecek olursak, değişim rüzgarından liderlik yaklaşımları da kendine düşen payı almaktadır. Hayat bakış açılarının değiştiği, olumlu yapıcı değişimleri tetikleyen, hizmetkar liderlik anlayışı, topluluklarda hızla yayılmaktadır.
Alışılagelmiş insani özellikler ötesinde, farklı özelliklere sahip, insanları etkileme gücü yüksek olan hizmetkar liderlik anlayışı geliştirilmesi, toplulukları ve organizasyonları geleceğe taşıyacaktır.
Geleneksel politikacılarınız ile gücü elinde tutmak çabası, değişimin her alandaki etkilerin tam olarak anlaşılmaması kaynaklı olabilir. Değişimi sadece yeni bir şey yapmak olarak görerek, maymun iştahı ile karıştırılmamalıdır.
Siyasetçiler, konuşmaları ve kampanyaları, söylemleri ile insanları manüple etmeye çalışabilirler. Ancak tam olarak burası en kuvvetli yön, en zayıf yön haline dönüşür. Siyaset ve politikalar, hiyerarşik yapılarda size makam ve rütbe ile motive olmuş memurları önünüze getirir ve onların arkasından koşarak, onların kararları ile yönetilirsiniz.
Söylenti, dedikodular, olumsuzluklar ve algı oyunları ile yönetilirsiniz. Bugünün dijital çağda da bu metodlar daha ölçekli devam ediyor.
Politikacılar bir kere seçilmek için uğraşırlar ve manüplasyon seçilmek üzerinedir. Ticaret ise uzun dönemlidir. Ticarethaneleriniz politikacı ile dolmuş ise, o zaman bir kez daha düşünmelisiniz. Değer değil, politika üreteceksiniz.
Araştırmacılar, politikacıların diğer kişilerin gösterdikleri karmaşık kişiliklerden yoksun olduklarını ve basit zekaya sahip olduğunu gösteriyor.
Eleştirilerde, politikacılar halktan uzak oldukları yönünde olmaktadır. Sürtüşmelerin ana konusu, politikacıların açısı biçimsel, belirsizlik, yanılltıcı, şaşkınlık verme üzerine konuşmalarını şekillendirmeleridir.
Kurumlarda politikacılarını arttırdıklarında, girişimcilerini ve değer yaratanları azaltacaklardır.
Politikacılar, topluluklar için çalışmaması durumunda, kendi için çalışması, çıkarlarını öncüllemesi, yozlaşmayı getirmektedir.
Temelinde eleştirel düşünce, stratejik ikna, etkileme ve liderlik yatar. Niyet ve öncüllemeler, sürecin nereye kayacağını belirler. Katil fareler ile değişim liderleri arasındaki yol ayrımı buradan kaynaklanır.
Değişmeyen tek şey değişimdir.