Roller

Ferhat Ünlükal
2 min readSep 4, 2021

--

Hepimiz bir tiyatrocu edasıyla, hayatta farklı roller oynarız. Çocuğumuzun yanında anne, baba rolünü oynarken, anne babanın yanında çocuk rolü, işte bir yönetici rolü oynarken, aynı zamanda bir çalışan rolü oynarız.

Metin Akpınar’ın kendi belgeselinde, Devekuşu kabareye hazırlanırken, papağan taklidi yapmak için o papağanın kafesine, ruhuna nasıl girdiğini anlatır.

Bazen roller ve hayat birbirinin içine geçer. Bazende ters düşer. Türk Sinemasının usta oyuncularından Erol Taş kötü adam karakterini oynadığı için yaşadıklarını ne güzel anlatır.

Rolleri aldığında, o karaktere bürünürsün ancak o karakter senin rolün ile alakalıdır. O rolden çıktığında, başka bir roldesindir.

Bazen rollerimizi, sahne dışına da taşımak isteriz. O zaman iyi bir yönetici, iyi bir baba olamayabilir. İşte hayat bu noktada ağlarını örer. Dilemmadır. Hayatın içerisindeki ayrımları görmek ustalık gerektirir.

Oyuncular, role hazırlanmak için kilo verirler, o rolün gerektirdiği, karakterlerin ortamlarında yaşamaya başlar ki, işlerini daha iyi yapabilsinler.

O acıyı yaşamadan, o rolü anlamak ve oynamak zor olacaktır. Istırap, çaba ve egonun santralizasyonu yani eşkoşma gerekir.

Yeryüzünde pratik olarak, eşkoşmadan herhangi bir şeye ulaşmanın, herhangi bir şeyi anlamanın imkanı yok gibi.

Bunun sınırlı süre olması, işin teğeli gibidir. Eğer ego sürekli olarak santralizasyona giderse, o Allah’a eşkoşmaya ve büyük günahlara kadar gider.

Mühim olan dozdur. Herşeyin aşırısını zehirdir. Doz ve farkındalık seni öğrenme yolculuğunda diri tutar.

Yapmış olduğumuz herhangi bir çalışmada, bunun ile özdeşleşmiyorsak, akış haline dönmemiz zorlaşır. Bunu sanatçılarda çok daha net görebilirsiniz. O şarkıyı söylerken, o oyunu oynarken, kendinden geçer.

Eşkoşma, varlığın kendisini kendi konusuyla bir ve aynı şey gibi görmesidir.

Oyuncu eğitimlerinde kendini masa gibi gör derler. Oyuncu kendini masa olarak hayal eder. Bu tarz bağımlı bir hayatı yaşarlar. Aşırısı kendisini Napolyon veya masa sana hastadır ki, o noktada aşırı dozdur.

Sonuç olarak öğrenme yolculuğu, ıstıraplı bir yolculuktur. Bale sanatçısı isen, o ayak tırnakları kırılır, marangoz isen, o eller nasır olur. Bir acı çekmeden, bir tecrübe yoğunlaşması olmadan bilgi elde etmek zordur. Ödeme dünyasında zorluklarını anlamak için, sabah ne olman gerekir diye sordum kendime, şimdilerde perakende işini çözmek için sanki motor kurye olmam gerektiğini keşfettim.

Roller ve öğrenme böyle bir yolculuk. Sizlerde öğrenme yolculuğunuzda, rolleri de çok karıştırmadan, farklı rollerinizin de olduğunu unutmadan, dozunu kaçırmadan, Allah’a şirk koşmaya gitmeden, yolunuzu yürümeniz dileklerimle, kul olduğunu unutmadan.

--

--

Ferhat Ünlükal
Ferhat Ünlükal

Written by Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.

No responses yet