Süreç ve Sonuç odaklı sürdürülebilirlik
Sonuç odaklı ve süreç odaklı olmak konusunda bir dilemma hep vardır. Süreçleri kurulmuş, yapıları oturmuş sistemlerde artık maksimum seviyede kapitalist fayda sağlamak için sonuç odaklı olunması gerekebilir. Bu nedenle, gelişmiş ve olgunlaşmış sanayi devrimi sistemleri sonuç odaklı olarak kurarlar. Yenilikler artık küçük değişiklikleri, süreç iyileştirmeleridir. Japonlar yenilikçiliği o dönem kaizen’de bulmuşlardı.
Sıçramalı yenilikler ise, daha yeni devrimlerde olabilir ancak onların sonuç odaklı değil, süreç odaklı bakmaları gerekir. Çünkü süreç odağında derinininde ne yaptığını doğru anlarsa, o zaman neyi daha iyileştireceğine, neyi daha iyi yapacağına daha iyi bakar. Yani bilgi devriminde, yenilik süreç odaklılıktan gelir. Sanayi devriminde, sonuç odaklılıktan gelir çünkü süreçler kurulup, artık onların çalıştırılması gerekir. Bu nedenle satış yeniliğe değil, satmaya bakar. Tabii ki bugün için doğru olan şey, yarın için olmayacaktır. Belki bilgi devrimi de bir olgunlaşma periyoduna girecek ve sıçralamalı yenilikler yapay zeka veya farklı bir alandan gelecektir.
VUCA dünyasında bu zoom in zoom out yapmak, zamanı belirlemek çok zordur. Zaman izafidir ve her zamanın yöntemleri, o zamanın o an ki statüsü yapılan aksiyonların ve iş modelinin ölçeklenebilir olup olmadığını belirler. Zaman, zihniyet, sonuç ve süreç odaklılık sürekli düzenlenmesi gerekebilir. Biz sadece zaman ve mekanın şahitleriyiz. Çok iyi bir fikir zamanı olmadığı için çalışmayabilir. Zamanın ve mekanın adil şahitleri olduğumuzda yolculuğumuz başlar. Kendi çıkarlarımız adına zamanı ve mekanı bükmeye çalışırız. Zaman ve mekan bireyler tarafından bükülmez. Onu bükebilen Yüce Rabbim’dir. Zamanın ve mekanın adil şahitleri olduğunda, onun üzerinde sörf yaparsın, Yüce Rabbim sana doğru yolu gösterir. Yüce Rabbine inanır ve ona teslim olduğunda, o zaman ve mekan senin için akar. Teslim olmadığında, şirk koştuğunda ise, zamanı sen değiştirmeye çalışırsın. Halbuki değiştirmeyen gereken birisi varsa, o da sensin. Bu yenilik budalalığının da ana sebeplerinden birisidir.
Egolar ile çıkarlarını öncülleyerek, yenilik yapmaya çalışanlar, hiyerarşik düzende iseler sadece sonuçlar üzerinden konuları okuyacaklardır. Bu nedenle onlar sadece mış gibi yaparlar. Çünkü yapılması gereken süreç yeniliğidir bu da sürecin içerisine girmeyi, anlamayı, onları yapanlar ile takım olmayı, hizmetkar lider olmayı gerektirir. Güç zehirler, mutlak güç mutlaka zehirler sözünün arkasında bu zaman ve mekan konusu gündeme gelir. Bireysel çıkarlar onların imtihanı olur. Bu takımların da imtihanıdır. Takımlara gelecek müsibet, ayırt etmeden tüm takımı vuracaktır.
Süreçlerde yenilik dönemindeyseniz, o zaman süreçlere odaklanın ve onları kaçırmayın. Sonuçlara odaklanacak dönemde, süreçlerinizi kurmuşsunuz demektir. Ancak emin olmayın çünkü işlerin köklerinde daha zengin maden yatakları vardır. Bu durumu köklerinden yeşermek yazımda ele almıştım.
Zaman ve mekanın adil şahitleri olarak, yukarıdan duruma bakın. Bir adım, iki adım, üç adım geri çekilin ve tekrardan bakın. Sonrasında tekrar içine girin, zoom in ve zoom out. Bu size stratejik derinlik sağlayacaktır.
Çok sonuç odaklılık, hiyerarşik yapılarda, insanları tüketerek, takımlarınızı sabit zihniyet ile düşünmeye sebep olacaktır. Havuç, sopa, korku düzeninde sonuç sopadır. İnsanlarda bundan hoşlanmaz ve takımlar dağılır.
Yenilikler için süreç odağına da bakmanız gerekir. Özellikle yeni bir iş kurmaya çalışıyorsanız. İnsanlar o zaman bir şeyler öğrenecek, hata yapacak, hatalarından ders alacaklar. Bunun için oluşturulan iklimde liderlerine güvenecekler, vizyonu paylaşacaklar, ortak vizyon ve hedefler için koşacaklardır. Büyüme zihniyeti ve kültür bu nedenle yeni işlerde, startuplarda birincil konudur.
Yanlış odak takımları kırıp geçirir. Ancak kapitalist sistemlerinin içerisinden çıkamadıkları için orada sıkışık kalırlar. Bugünün beyaz yaka sendromunun bunun bir parçasıdır. Bu sıkışma geçmişte tüm dönemlerde benzer şekilde yaşandı. Derebeylikler döneminde, zaanatkarlar ortamı terk etmişti. Rönesans bu şekilde gelmişti. Bugün de bir Dijital Rönesans dönemi yaşıyoruz.
Tarihin değişim dönemlerinde yaşıyorsanız, süreç odağınız olmasına da dikkat edin. Yoksa çok hayal dünyasında yaşar ve neden olmadığını hep başkaları üzerinden okumaya çalışırsınız. Bu sizin zihniyetiniz ile alakalıdır. İnsan kendine bunu itiraf edemez ve kendini değiştirmek en zor şeydir.
Bugün, sanayi devrimi, süreçleri kurulmuş olan sonuçlarını almaya çalışırken, akıllı, uslu, hiyerarşiye boyun eğen, biat eden kişileri öncüller.
Bilgi devriminde, süreci belli olmayan, yeniden yapılandırılması gereken bir çok nokta olduğu için, onlar çapulcular ile düzen bozucular ile ilerlemek durumundadır.
Steve Jobs’un söylediği gibi, biz yeniliği çapulcular ile, uyumsuzlar ile yaptık. Düzen insanları ile yeniliği yapmanız zordur.
Sonuçlar üzerinde motive olmuş, bireysel çıkarlarını öncüllemiş, aksiyonlarını sonuçların bir uzantısı olarak iş yapanlar ile yenilik yapmak mümkün olmaz. Bu durum konfor alanı oluşmuş ise, bireysel sonuçları dolgun maaş ve primleri dolayısıyla kimseye rahatsızlık vermez. Bu konuda bir kontrol mekanizmanız yok ise, o zaman oradan çürür ve çürütülürsünüz. Ayrışmış ve işlevsiz bir kültür yaratırsınız.
Hiyerarşik yapılanmada sonuç odaklılık, korku ve endişe hale dönüştüğünde, gözünüzü kör eder. Konfor alanı bitesiye kadar devam eder. Çünkü insanoğludur çok değişmez. Değişmesi idrak, farkındalık ve hormonları ile alakalıdır. Bunun için dopamin yazımı da okuyabilirsiniz.
Kollektif bilinç ile psikolojik güven ortamı oluşturacağınız şekilde, takımlarınızı sürece odaklayın. Süreç onların yolunu açmalarına, öğrenmelerine, hata yapmalarına, hatalarından ders almalarına sebep olacaktır. İnsanları nasıl motive ederseniz, ona göre sonuçlarınız değişir. Korku, makam, rütbe, para ile motive edilenlere karşı sevgi, vizyon, ortak hedefler, hedeflere ulaştığında adil şekilde paylaşacaklarını anlayanlar arasında sürdürülebilirlik farkı olacaktır.
Süreç odaklılık, anlama, dinleme, öğrenme, takım olma, kollektif bilinç oluşturma ile ilişkilidir.