Sınırlarını aşmak ve takım olmak

Ferhat Ünlükal
3 min readSep 11, 2023

--

İnsanoğlu, hataları ile kusurları ile bütün bir varlık. Zaman zaman takıntıları onu başarıya ulaştırıyor. Bazen de takıntıları sayesinde yönetiliyor. Seni buraya getiren şey, seni geleceğe götürmez.

İnsanoğlu’nun kendi farkındalığını arttırdığında, doğa ve doğası ile uyumlu hale dönüştüğünde, frekansını arttırır. En kritik çalışmadır farkındalık çalışması.

İçinin kokmaması, içine içine atmadan, okuması, yazması, takılmaması ve sadece ve sadece Yüce Rabbinden yardım dilemesi gerekir. Bunları vesile olacak insanlar mutlaka olacaktır ancak ol demeden hiçbir şey olmayacaktır.

John C. Maxwell “İnsan hatalarını kabul edebildiği ölçüde “Büyük”, o hatalardan ders çıkarabildiği ölçüde “Akıllı” ve o hataları düzeltebildiği ölçüde “Güçlü”’dür” der.

Dünya seni ancak frekansın ile anlar o nedenle takılmadan, takıntılarını kendi farkındalığı ile kullanarak, başkalarının takıntılarını kullanmayacak kadar farkında olarak yaşamalısın.

Bu olumlu hissiyat yanında, tabii ki dayanışma, takım olmak, aile olmak insanlara iyi hissettirir. İnsanlar mutlu ve pozitif hissederler. Pozitif ve mutlu topluluklar için oranın içerisinde toksik yapıların olmaması ve çıkar savaşları ile insanların bölünmemesi gerekir.

Takımlar sadece iyi oyunculardan değil aynı zamanda karakterli, ilkeli, mütevazi, erdemli insanlardan oluştuğunda başarılı olur. Milli Voleybol takımımızın kaptanı Eda Erdem, “Takımımızın sadece iyi oyuncuları yok. Aynı zamanda karakterli oyuncularımız var. Sadece iyi oynamıyoruz. Aynı zamanda iyi bir karakter ortaya koyuyoruz…” diyor.

Bunların farkındalığı, herhangi bir suçlama ile ilgili değildir. Aksine gerçekçi tespitleri ortaya koymak ile ilgilidir. Gerçekçi tespit ve problemleri tanımlamak sistem kuramının birinci aşamasıdır. Bu tespitlere kapsayıcı çözümler geliştirmeniz gerekir. Ancak güvenilir bir uygulayıcınız yoksa, her ikisinin de bir anlamı olmaz.

Gerçekçi tespitler, kapsayıcı çözümler ve güvenilir uygulayıcılar ile başarılı olur.

Kapitalist dünyamız bizi çıkarlar üzerine ilişkiler kurmamızı sağladı. Bu da zaman zaman gerçekçilikten uzaklaşılmasına, kısa dönemli çıkarların, uzun dönem çıkarlarının önüne geçmesine, hayallerin aşırı hız yapmasına sebep oluyor. Aşırı hız yapan hayaller, gerçeklere çarparak duruyor. Farkındalık olmadan, çıkarlar ile öncüllenmiş grupların aşırı hız yapan hayaller kurması, hayalciliklerinden değil, çıkarcılıklarından kaynaklanır. Bu durumun toksik kültür yaratmada ve değerlemelerdeki etkisini bir yazıda ele almışım.

Farkındalık ve gerçekçilik, problemlerin tanımlanması için çok kıymetlidir. Takıntılarınız sizi bir noktaya getirecektir ancak takıntılarınız sayesinde de yönetileceksiniz. Stefono D’Anna “Kendini yenmek kadar kutsal bir savaş, kendi sınırlarını aşmak kadar büyük bir zafer yoktur” der.

Hayatta yaşanılan derslere bakarsanız, o başarının yolunu aydınlatır. En son Milli Voleybol Takımımız bize bunu çok güzel anlattı.

Ekip çalışmasından maksimum verim nasıl alınır, ahenk, özveri, aidiyet, liderlik üzerine çok güzel bir ders verdiler.

Gayretleri ile gözlerimizi yaşarttılar. Kabiliyetleri vardı ama gayretleri olmasaydı kabiliyetleri bir işe yaramazdı. Yetenekleri bir takımda buluşturabilirsiniz. Bu sizin ne kadar paranız olduğu ile alakalıdır. Ancak yetenekleri sizin için gayrete ikna etmek, liderlik gerektirir.

Sürekli olarak gayret, disiplinli bir çalışma, rahmeti getiriyor. İçselleştirilmiş disiplin sorumluluklarını yerine getirirken, birisine ihtiyaç duymaz. Siz olmadan da disiplin sağlanıyor mu?

İşbirliği ve hizmetkar liderlik, istekleriyle arasında duran gibi görmeden, onu kendisinden sayan anlayış hakim mi? Yöneticilerin istekleri var ve çalışanlar onları mı gerçekleştiriyor. HIPPO için mi çalışıyorsunuz? yoksa gerçekten ortak bir vizyona ve değere mi inandınız? Ekipler ayrıştırmayıp, kendini de takımın bir üyesi olarak mı görülüyor? Yoksa birileri öncüllenerek, kendi istekleri, egoları, arzuları üzerinde dönen bir şey mi yapıyorsunuz? O zaman başarılı olamazsınız. Çünkü insanların yürekleri, kalpleri bunun üzerine olmaz. Kalpler burada değilse, kısa dönemde cepler oradadır ve biat kültürü ile takım olmuş gibi yaparsınız. Gerçek takımlar biribirinin başarısını kıskanmaz, her biri başarılı olmak için can atarlar. İçten liderleri ile içtenlikle işbirliği yaparlar.

İyi oynamak ve kabiliyet bir konudur ancak doğru yöne gitmek, doğru stratejileri ortaya koymak başka bir konudur. Doğru strateji ve yön konulmadığında, insanlar o yöne doğru gitmezler ancak size de bunu söylemekten imtina edebilirler. İmtina etme durumu, organizasyonunuzun güç kullanımı ile alakalıdır. Dengeli ve dinleyici olursanız, o zaman gerçek sesleri duyabilirsiniz.

Organizasyon becerisi, geleceği okumak, strateji oluşturma, alternatif planlar ortaya koymak, takımların üyelerinin her birini tanımak ile olur.

Tabii ki liyakat, organizasyonunuz içerisindeki adaleti ve güveni sağlar. Hak edenin oynadığı bir oyun kurarsanız, kendinize biat eden değil, sevdiğiniz değil, bizden sizden ayrı mı yapmadan, bir oyun sizi başarıya götürür. Tek adamlık yapmadığından emin ol. Tek adamlıktan şikayet ediyor ve liyakata göre hareket etmiyorsan, o zaman kendine bak.

Çok takılmayın. Takıntı yapmayın. Boşaltın içinizi. Frekansınızı yükseltin. Yüce rabbinize sığının, gayreti, disiplini, işbirliğini, hizmetkar liderliği, stratejiyi, lidyakati elinizden bırakmayın. Sıkı sıkı tutunun.

--

--

Ferhat Ünlükal
Ferhat Ünlükal

Written by Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.

No responses yet