Silikon Vadisi Bankası

Ferhat Ünlükal
3 min readMar 19

--

Kültür savaşları, çeşitlilik acaba teknoloji firmalaırnın dengelerini mi bozuyor? Yoksa, başarısızlıklarına zaten istemedikleri bir şey ile bahane mi buluyorlar.

Uzaktan çalışmada bankanın batışındaki bir etmen olduğu ifade ediliyor. Uzaktan çalışma ortamı yönetimlere meydan okumayı zorlaştırıyor.

Bazı fikirler, küçük toplantılarda ve sosyal konuşmaların içerisinden türer. Bir işi yapmak genellikle zor, yıpratıcı, sahaya inmeyi, kolları sıvamayı gerektirir.

Silikon Vadisi bankasından öğrenilen şey, bireyselcilikten oluşan bir topluluğun hiçbir zaman topluluk olamayacağıdır. Bu konuyu arkadaşlarım bana sorduğunda, aşağıdaki yazıyı kaleme almıştım.

Yönetimler belli konularda aç gözlülük yapabilirler. Kısa dönem kazançlar için uzun dönem riskleri görmezden gelebilirler. Liderlik, zoom in zoom out yeteneğinden gelir. Bu konudaki yazımı da sizinle paylaşmak isterim.

İyi kaptan kötü kaptan fırtınada belli olur. Zor zamanlar, liderlerin bu kararlarını test ederler ve liderlik zor zamanlarda belli olur.

Zor zamanlar güçlü insanları; güçlü insanlar iyi zamanları; iyi zamanlar zayıf insanları; zayıf insanlar da zor zamanları yaratır!

SVB’nin çeşitlilik ve evden çalışmanın etkisi olması birlikte, asıl konu, mevduatların büyümesi ve girişim sermayesi müşterilerinden kaynaklanıyordu. Faiz oranlarının yükseleceğini doğru tahmin edemediler.

Geleceği tahmin etmek çok zordur ancak mutlaka yaşamak için tolere edilebilecek bir alan bırakılmaslıdır.

Doğru yaptığınızda para kazanır, yanlış yaptığınızda ise, tüm bir topluluğu felakete götürürsünüz.

Bireyi ön planda tutan, onları öncülleyen, takımların çokta kıymetli olmadığını düşünen anlayış, ayrıştırarak yönetmeyi seçebilir.

Bu durumda takım olmak güçleşir. Parçalanarak yönetilmek, uzun dönemde, gerçek felaketlere sebep olur.

Parçalayarak yönetilme esnasında oluşan katil fareler, riyakarlık ile olayı daha da derinleştirirler.

Riyakarlığı, pragmatizm olanlardan da özellikle sakının.

SVB’de bir topluluk bankasıydı ve ilişki yönetimi olmazsa olmazlarındandı. Henüz para kazanmayan işletmeler ile nasıl çalışacağını öğrendiler. Bu işletmeleri kendi müşterisi yaptı. Gelecekte potansiyeli olan işletmelerin de hisselerini en ucuz fiyattan almayı başardı. Bu şekilde risk sermayedarının gözdesi oldu. Kazananların kazançlarının, kaybedenlerden daha büyük olacağına bir bahistir girişim sermayedarlığı.

Pandemi sırasında, teknoloji hisselerin yükselişi ile risk sermayesine çok fazla mevduat geldi. Gelen paralarının yarısı, artan faiz oranlarına karşı savunmasız olan yatırım fonlarına giriş yaptı.

Startuplar, yükselen faiz oranlarını da hiç tanımıyorlardı. Bu durum, yeni girişimlerde tsunami etkisi yarattı. SVB, diğer bankalara göre daha riskli bir zemin içerisinde yapılanmıştı. Girişimlerin bu zeminde devam edebilmesi, daha fazla para koyması ile mümkün iken, korku ve panik havası, paraların daha fazla çekilmesine, tsunami’den kurtulmak için ne kaçırabiliyorsa, kaçırmaya çalıştı. Bu durum zararın daha da artmasına sebep oldu.

Amerika’da yaşanan politik ortamdan da etkilenmiş olması da unutulmamalıdır. Kripto paralar ile manüplatif paylaşımlar, yatırımcıların kafalarını karıştırmış ve güven ortamını sarsmış durumda.

Piyasalar, insanlardan oluştuğu için davranışlarda insani olabilir. Piyasalardan karlı olmaktan daha öte, sosyal, çevresel hassasiyetler isteniyor. Bundan doğan yeni kapitalist ürünler ile karşı karşıyayız.

İnsanları etkilediğiniz sürece onların paralarını da çekebilirsiniz. Çünkü onlarda insanı davranışlar gösterecektir.

Tütün ve alkol ürünlerinde de aynı şekilde yatırımcılar, karlı yatırım fırsatları gördüler. Yatırımcılar artık kendilerini de suçlu hissetmek istemedikleri için, biraz da vicdanlarını temizliyorlar. Bu konuda da yeni bir pazar doğuyor.

Para, sosyal bağların soyut versiyonudur. Silikon vadisi bankası, bireyselcilik felsefesine hizmet etti. Kollektif bilince yönelik bir aksiyon almadı. Bu daha önce yazmış olduğum, Braess Paradoksu ve Kollektif bilinç yazımdaki, trafik sıkışıklığı veya piyasa sıkışıklığı anlamına geliyor.

Silikon vadisindeki risk sermayesi kültürü, kendi topluluğunu korumaya odaklansaydı, bankayı batırmazdı.

2010 yılında Dodd — Frank yasası, 2018 yılında Donald Trump tarafından bazı gereklilikleri küçük bankalarda gevşetildi. 250 Milyar dolardan fazla varlığı olan bankalar ile aynı gözetim gerekliliklerine tabi değildi.

Sonuç olarak, bireyselcilik kendi sonunu hazırladı. Hepimize çok ciddi öğretiler bırakarak.

--

--