Sosyal Sermaye
Sevgili dostlar,
Bugün sizlere sosyal zekasına çok güvendiğim değerli dostum Gökhan’ın bir paylaşımından yola çıkarak, bir yazı yazmak istiyorum.
Zamanınız olursa, değerli dostumun paylaşımını da https://www.ted.com/talks/margaret_heffernan_forget_the_pecking_order_at_work linkinden izleyebilirsiniz.
Bireysellik batı toplumlarının vazgeçilmezi. Bireyin haklarının korunması, bireyin bireysel zenginliklerin ön plana çıkartılması, Amerikan rüyasının olmazsa olmazı.
Bireyin hak ve hukukunun sonuna kadar savunulmasına söylenecek birşey yok.
Bireyin ön plana çıkartılmasının diğer bir yanı, zenginliklerin tek elde toparlanması, orta ve uzun dönemde gelir adaletsizlerin artması, toplumsal adalet ve sözleşmesinin bozulmasına yol açıyor.
Tabii ki kapitalist Sistemlerde de Jeff Bezos, Bill Gates ve Mark Zukerberg’lerin çıkması çok normal. O hayali yaratacaksınız ki, bu hayalin peşinden koşan insanların topluluğu olsun ve milyonlarca o hayalin peşinden koşacak kişiden bir kişi kazanabilsin.
Çin’de bunun farklı bir örneğini vermek ile birlikte, Konfüçyüs ve kominitenin gücünden etkilenen firmalar, fillerin karıncalar tarafından yenebileceğini inanmışlar. Bu neden ile Alibaba’nın finans firmasının ismi Karınca anlamına gelen Ant Financial’dır.
Çünkü onlar doğru organize olan karıcaların, büyük filleri yiyebileceklerine inanıyorlar.
Video’da izleyeceğiniz Purdue Üniversitesinden William Muir evrimsel biolog tavukları da bir başka örnek.
Araştırmada, Bireysel olarak üretken tavuklar başarılarına ancak geri kalanlarının üretkenliğini bastırarak ulaşabildiği sonucuna ulaştı.
Mevcut organizasyonlarımızda da, süper yıldızlardan oluşan takımlarımızın süper başarılar elde edeceğimize inanmıyor muyuz?
Hayatımız boyunca ilerlememiz için rekabet etmemiz öğretildi. Doğru okula gitmek, doğru işe girmek, zirveye çıkmak.
Yeni bir şeyler yaratmak çok zevklidir, Zeki ve yaratıcı insanlarla çalışmakta bunun ödülüdür.
Süper yıldızlar ile çalışmak ise tam bir işkence. Egoları şişmiş, kendisinden başka hiçbir şey görmeyen insanlar toplulukları.
Ancak kuruluşlarımız son 50 yıldır böyle yönetilmiyor mu?
Başarının odadaki süper yıldızları, en parlak erkekleri veya ara sıra kadınları seçerek elde edildiğini düşündük.
Onlara tüm kaynakları ve güçleri verdik. Sonuç, saldırganlık, işlev bozukluğu ve israf.
En üretken ve başarılı olmasının tek yolu geri kalanların üretkenliğini bastırarak bulduk.
Ancak gerçek başarılarımız, birbirlerine yüksek sosyal duyarlılık ve empati gösterenlerimiz oldu.
Aramızda eşitliği sağladığımızda ise, hepimiz birbirimizin sesini duyduk.
Ve tabii ki eşitsizlikleri ortadan kaldırarak, ekiplerimizde daha fazla kadın çalışan ile bunu başarabildik.
Kadınarın daha fazla empati sahibi olması, duygusal zekaları ve sosyal bağları mı bizi bu sonuçlara ulaştırdı bilmiyoruz?
İnsanları değerli hissettirirseniz, birbirlerine daha uyumlu ve duyarlı hale gelip, fikirleri akıp gidecek, yaratıcılıkları artacaktır. İnsanlar kendilerini sıkışmış hisetmeyecek, enerjilerini çıkmaz sokaklarda israf etmeyeceklerdir.
Masanızın başında günlerce hesap yapacağınıza, çıkın dışarı ve müşteriniz ile konuşun. Bırakın hata yapın. Bırakın insanlardan yardım isteyin. Çünkü eğer doğru soruyu, doğru yerde sorabiliyorsanız, sizden daha iyi bu konuyu bilen birisini bulacaksınız.
Eğer fikirleri dinliyor, arkadaşlarınız ile yardımlaşıyorsanız, bireysel zekanızı kollektif zekaya çevirebilirsiniz.
Herşeyi sizin bilmeniz gerekmiyor. Sadece yardımlaşmak zorundasınız.
Yardımseverlik sizin sadece zekanızı yükseltmiyor, aynı zamanda yardım aldığınız kişiyi tanıyıp, onun ile sosyal bir bağ kuruyorsunuz.
Teknik ekipleri yönetirken, sıkışmanız, çok fazla sürtüşme yaşamanız, birbirlerini gagalayan insanları görmeniz çok normaldir.
Birbirlerini tanımayan insanlar, kendi bireysel çabalarına o kadar odaklanmış olabilirler ki, yanında oturdukları kişileri bile tanımıyor olabilirler.
Bunu anahtarı ise, sadece birbirlerine zaman vermek ve birbirlerini tanımaya çalışmak. Başarılarınızın ne kadar arttığına kendinizde inanamayacaksınız.
Kahve aralarında yapılan sohbetler, birlikte yapılan kahvaltılar kolektif restorasyonu sağlıyor.
Şirketlerdeki ortak çabalar, kulüpler, sosyal sorumluluk projeleri insanları birbirlerine yaklaştırıyor.
Gerçekten çığır açıcı işler yapmak istiyorsanız, insanların ihtiyaç duyduğı şey sosyal destektir ve kimden yardım isteyeceklerini bilmeleri gerekir.
Şirketlerin fikirleri yoktur. Sadece insanların fikirleri vardır ve onlar bu fikirleri hayata geçirir.
Ve insanları motive eden şey, aralarında geliştirdikleri bağlar, sadakat ve güvendir. Önemli olan sadece tuğlalar değil , harçtır .
İşte bunların tamamı bizim sosyal sermayemizdir.
Sosyal sermaye, güven inşa eden güven ve karşılıklı bağımlılıktır.
Özellikle stres zamanlarında dirençli olduğu kanıtlanan toplulukları inceleyen sosyologlardan geliyor .
Sosyal sermaye şirketlere ivme kazandıran ve sosyal sermaye şirketleri güçlü kılan şeydir.
Bu zaman içerisinde olur ve birbirlerini uzun zamandır tanıyan insanlar sosyal sermayelerini arttırırlar.
Startuplara yatırım yapacak kişiler fikirin yanında, ortakların uyumuna, ne kadar zamandır tanıştıklarına bakar, sosyal sermayelerini kontrol ederler.
İnsanların birbirleriyle konuşmak için zamanları olduğunda, karlılığınız ve çalışan memnuniyetiniz artacaktır.
Açık sözlülük güvenli olduğu içinde bu gruplarda çatışmalar sıktır. İşte güven içerisindeki çatışma, harika fikirlere dönüşür.
Fikirler oluşmuş doğmaz. Birbirlerinin fikirlerini daha olgun hale dönüştürürler.
Çocuk doğarken biraz dağınık, kafası karışmış ve olasılıklar ile doğar. Fikirlerde çocuklar gibidir. Onu öldürebilirsiniz veya potansiyeline ulaşmaları için cömert katkı, inanç ve meydan okuyarak, sosyal sermayeyi desteklersiniz. Karar sizin.
Müzikte bir sürü süperstarımız var. Sadece, çok uzun sürmüyorlar. Ajda Pekkan’ı hariç bırakıyorum.
Organizasyonunuzda herkes çok önemlidir ve süper yıldızlar olmayı bıraktığımızda da birbirimize ne kadar çok şey kattığımızı daha iyi anlayacağız.
Yeteneklere göre yönetim yarışı rutin olarak çukurlaştı ve artık çalışanlar birbirlerine karşı.
Şimdi, rekabetin yerini sosyal sermaye alma zamanıdır.
Para ve makamın sosyal bağlılığı aşındırdığı bir ortamda, insanları para ve makam ile motive etmeye çalıştık.
Şimdi, insanların birbirlerini motive etmelerinin zamanı.
Ve yıllardır liderlerin, tek başlarına karmaşık sorunları çözmeleri beklenen kahraman solistler olduğunu düşündük .
Şimdi liderliği , koşulların yaratıldığı ve herkesin birlikte en cesur düşüncelerini ortaya koyabileceği şekilde liderliği yeniden tanımamamız gerekiyor.
Sorunlarımızı birkaç süper yıldız ile çözmeye çalışırsak, sorunlarımız çözülmeyecek.
Hepimizin bir bütünün parçasıyız ve birbirimize ihtiyaç duyuyoruz. Herkes çok değerli.
Sınırların ötesinde, en iyisini yaratmak için birbirlerimizin enerjimize, hayal güçlerimize ihtiyacımız var.
Birlikte birbirimizi destekleyerek, özgürleşeceğiz.
Sevgiyle Kalın.