Tarım sektörü ve blok zinciri
Finans, her sektöre dokunan bir sektör.
Merkezi yapıların, ademi merkeziyetçi yapılara dönüşme arifesinde de birçok iş modeli dönüşüyor.
Ülke ekonomilerinin motoru, küçük işletmeler. Onların yarattığı değer ve sağladıkları istihdam toplumsal barışın sağlanması içinde önemli.
Küçük işletmeler dendiğinde, ilk esnafımız akla geliyor. Ancak küçük işletmeler içerisinde her ne kadar ticaret kanununda tanımlanmıyor olsalar bile diğer önemli grup çiftçilerimiz.
Esnafımızın, dijital yeni dünyada sorunları olduğu gibi, çiftçimizin de değer zinciri içerisinde ve optimizasyonunda benzer problemleri bulunuyor.
Tarihimizde akıncıların olması ve kültürel kodlarımızda olmasından dolayı, çok hızlı şekilde hareket eden esnek yapıları kolay kurabiliyoruz ve işletebiliyoruz. Özellikle startupların kurulmasından önemli kültürel avantajlarımız var.
Ancak ölçeklendirmesi ve sürdürülmesi konusundaki kaslarımız bir miktar zayıflamış durumda.
Tarım ve kooperatifleşmede de ölçekleme problemleri yaşıyoruz.
Finans sektörünün tarımsal üretim konusunda da çalışmaları olmasına rağmen, tarihimizden ders alarak yeniden tasarlanabilecek sistemler gözüküyor.
Sümerlerden beri bu topraklarda, açık hesap çalışıldığı için, çek ve senet ile ticarette oluşturduğumuz emisyon ile çok yaratıcı çözümler kullanıyoruz. Emisyonu, esnaflar kendi aralarında güven esasına göre yapıyorlar.
Osmanlılarda da tımarlı sipahiler, çiftçilerin ürettiği masulün %10'ü değerinde öşür vergisi alarak, dağıtık şekilde vergi toparlıyordu.
Çift terimi, iki öküz tarafından sürülebilen ziraat sahalarının ölçüsünü belirtmektedir ve çiftlik ile aynı anlamda kullanılır.
Esnafın kullanmış olduğu, senet sisteminin özü de, çiftçilerden alınan öşür sistemini ademi merkeziyetçi blok zinciri altyapıları ile benzerlik göstermektedir. Belki bu sistemleri yeniden tasarlanma esnasında, blok zinciri teknolojilerini kullanmakta fayda olacaktır.
Pandemi ile birlikte, elektronik ticaret ile manavımızın, zincir marketlere yenildiğini görüyoruz. Son mesafe problemlerini çözen Getir, İsteGelsin, Banabi gibi firmalar ile iş modellerinin de hızla değiştiğini görüyoruz.
Pandemi ile birlikte, üreticinin ürettiği ürünlerin elde kalması nedeniyle, zor durumlar yaşadı.
Savaş ve kriz dönemlerinde, gıda tedariğinin ne kadar kritik olduğunu öğrendik. İklim değişiklikleri, kuraklıklar, ekilen biçilen arazilerimizin azalması, önümüzde gıda tedarik ve güvenlik problemlerimize sebep olabilecek.
Atatürk Kurtuluş savaşının başarısını şu güzel sözlerle açıklamış. “Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bu gün dünya üzerinde olmayacaktık.” “Milli ekonominin temeli tarımdır.
“Köylü, milletin efendisidir” diyerek, bunu pekiştirmiştir.
Peki çiftçimizi, köylümüzü ne kadar koruyabiliyoruz. Dijital dünyada teknolojik araçları ne kadar onların hizmetine sunabiliyoruz.
Çiftçimizin, Üretim, tedarik zinciri ve finans alanında arasındaki ilişkiler yeniden tasarlanması, gıda güvenliğimizi sağlayarak, gıda israfını azaltabilecek mi? Çiftçimize yaşam kalitesini arttırabiliyor muyuz?
300 yıl önce Venedik’te fındık hanı ticareti yapan atalarımızın, bugün fındığın fiyatını o ülkenin firmalarının belirlemesini, tedarik süreçlerini yönettiğini görseler ne düşünürlerdi?
Uygulanan politikalar nedeniyle, bölünen topraklar acaba sanal olarak toplulaştırılıp, üretime yönlendirilebilecek mi?
Belediyeler, üreticiler ve tüketiciler arasında köprü oluşturabilecekler mi?
Tarımda blok zincirlerinin kullanımı, tedarik süreçlerini, gıda güvenliğini, gıda israfını önleyerek, çiftçinin finansman ihtiyaçlarını çözebilecek mi?
Kapitalist sistemlerin oluşturduğu asimetrik enformasyon akışı ile oluşan çıkar gruplarını, teknoloji kullanarak, gelir adaletsizliklerini çözebilecek miyiz?
Lisanslı depolara teslim edilen tarım ürünleri karşılığında düzenlenen ve depolanan ürün detayını gösteren; Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) nezdinde elektronik olarak saklanan, yetkili ticaret borsalarında satışa çıkarılabilme özelliği bulunan Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) ile oluşturulacak blok zincir altyapıları ile çiftçimizi demokratikleştirebilecek miyiz?
Platformlarımızın üzerine akıl koyarak, %30'a varan gıda israfını ortadan kaldırabilecek miyiz?