Teknik Haklı
Çok analitik ortamlarda teknik haklı olmak çok kritik bir durumdur. Ürün odaklı veya veri odaklı olarak doğru tektir. Hesaplamaların sonuçları kesindir.
Hayat ise bu kadar kesin değildir ve belirsizlikler içerir. Belirtildiği şekilde hesap yapılamadığı gibi, zaman ekseninde de sürekli olarak hesaplamalarınızı güncellemek gerekir.
Karşılaşılan problemler, sadece teknik perspektiften bakıldığında, süreç, deneyim, değerin atlanma şansı olur ki, bu konunun %30'unu oluşturan teknik haklılık meselesine gelir.
Teknik ego ve haklılık onu kabul etme konusunda zorlanır ancak resmin bütünü o olmadığı zaman, %70'ini konuşamadığınız bir tartışmanın ortasında kalır ve %30 içerisinde ürün ve hizmetleri yönetirsiniz.
Süreç ve deneyim dediğinizde, değeri de ortaya çıkartabilirsiniz. Ürün kadar, erişebilirlik, servis verilebilirlik, ölçeklenebilirlik, para kazanılabilirlik gibi kavramlara bakmak gerekir.
%30'un konuşulduğu teknik haklılıkta ürün özellikleri konuşmak müthiş insanları rahatlatır. Çünkü görülebilir ve ölçülebilirdir ancak iş yapar mı sorusunun cevabı genellikle hayırdır. Çünkü işin dinamikleri farklıdır.
O nedenle, çalışıyorum, mükemmel ürünler yaratıyorum ama satış satamıyor, firmam neden zarar ediyor konusu teknik haklılık ile alakalıdır.
Sadece %30'unu görebildiğiniz bir yerde, tanımsız bir dünya vardır ve tanımsız olduğu için ne yapmanız gerektiğini bile tartışmazsınız.
Farklılıkları yönetmek ve farklı disiplinlerden insanlar ile çalışmak bu teknik haklılık körlüğünü biraz olsun düzeltir.
Ego ve güç savaşına girerseniz, bilin ki kaybedersiniz. Onu da neden kaybettiğinizi tanımlanmamış bir alanda oynadığınız için anlayamazsınız.
Oluşturduğunuz sonuçlar, sizin kaçırdığınız çok şey olduğunun bir kanıtı olabilir.
Birilerin hayatı bunun için kökten değişiyor ve teknik haklılıklarınızı kabul ettirmeye çalışıyorsanız, bir de karşının gözlüğünü takın. %70'de görmediğiniz konular, Dünya’yı nasıl belirsiz hale dönüştürüyor.