Veri Veri Masal

Ferhat Ünlükal
4 min readOct 3, 2023

--

Çocukluğumuzda hikayeler ve masallar ile büyüdük. Kırmızı Başlıklı kız, Hansel ile Gretel, Pinokyo, La Fontain Masalları.

Masallar ve hikayeler ile yetişmiş bir neslin, zihniyet ve kültürü, büyüdüğünde de masal ve hikaye anlatmaktan geçiyor. Değişim döneminde geçen ve çok hızlı değişim içerisinde, insanın içerisindeki korkular, inanç sistemini etkiliyor ve kutsayarak bu süreci yönetmeye, zamanını geçirmeye çalışıyor.

İnsanoğlu zaman içerisinde hep böyle yönetilmiş. Kutsadıkları üzerinden hayatı şekillendirmiş. Putlara, güneşe, ateşe tapmış.

Bilinmezlikler içerisinde kutsadığı şeyler üzerinden geleceği tahmin etmeye, korku ve endişelerini susturmaya, çıkarlarını öncüllemeyi başarmış.

Bugün ürün, fikir, teknoloji, veri de aynı şekilde kutsanıyor. Veri yeni petrolümüz dediğinde buna inanılıyor ancak nasıl o veriyi çıkartılması, işlenmesi gerektiği bilinmiyor. Cehalet ile bir şey kutsanıyor. Çıkartacağı şeyi bilmediği için de, altını tanımadan tanımlamadan, altın arıyor. Bulsa da onun altın olduğunu bilmiyor.

Bugün içerisinde de veri aynı şekilde kutsanmıştır. Bir çok veri çöp olmasına rağmen, masallar ve hikayeler ile büyütülmüş nesil, bunu kutsayarak, nasıl yapılacağını bilmeden, üzerinden beyin orgazmı yaşamak istiyor. Veri veri ilginç.

Bir maden aramasında, eğer maden varsa, 7 ton taşı toprağı işlediğinizde 1 gram altını elde edebilirsiniz ancak bunun bir ekonomisi vardır. Bunu elleçlemesi çok daha fazla maliyet içeriyorsa, o zaman feasible değildir. Ancak kutsanan konular üzerinden oluşan arayış, her yere atlayan, kutsanan şeyler üzerinden oynatılan insanlar topluluğu yaratır.

Bugünün veri dünyası da, doğal olarak bulunanlarda, maden sahalarında olduğu gibi ekonomisi ile ölçülür. Verinin stratejisi olduğunda, laboratuvarda yapılış formülü, iş modeli belli olduğunda, bu kadar hamallık yapılmadan, neyi aradığını, neye ulaşacağını, ne yaptığını bilerek, stratejisi ile daha rahat çözebilirsiniz.

Büyüklerden masallar, bireysel çıkarlar için yapılan manüplasyonlardır.

İnanç sistemi ile kavramlar üzerinden her şeyi yargılar. İstenilen ölçülere göre, ayrıştırma yapabilirsiniz. Sonuçları istediğiniz gibi manüple edebilirsiniz ancak ayrıştırılmış ve işlevsiz kültürü çözemezsiniz.

Kavramlar, felsefesi olarak olayın anlaşılması için kıymetlidir. Kavramlar manüplasyoncuların eline geçer, inanç sistemleri ile oynanır, kutsanır ve araç haline dönüştürülürse, o zaman zehirli hale dönüştürülebilir.

Veri veri önemli işler yapmak istiyorsanız, 5 Why sorusunu sorun. Ne aradığınızı bilmeden, kavramlar üzerinden dünyayı okumaya çalışırsanız, aradığınız şeyi bulduğunda bile bunu fark edemeyeceksiniz. İdealist, mükemmel, bireysel çıkarlarınız ile öncülledikleriniz, takımları ortadan kaldıracaktır. Hayat bu kadar mükemmel değil. Boşverin ve yaşayın.

Cahil cesareti ve motivasyonu olayların kavramsal olarak kutsayıp, nasıl yapacağınızı bilmediğiniz işler oluşturur. Odağı ortadan kaybettirir. Her şeyi isteyip, hiçbir şeyi elde edilemez hale dönüştürür. Toksik kültür, dinleyememe olayları daha da zor hale dönüştürür. Engellere değil, yolculuğa odaklanın. FOMO etkisi ile sürekli yeni kavramların peşinden koşacak ancak neden koştuğunu bilmeyeceksin.

Maymun iştahlılık, derinine inmeden düşünme, ekipleri yoracak ve takımları ortadan kaldıracaktır. Egolar ve güç bir süre sonra, politikaları oluşturacak ve çürümeyi başlatacaktır.

Tüm bunlar içerisinde ısrar ile istişare kültürünü oluşturmaya çalışın. İnsanlar ile ortak hedeflere koşmak için kazan kazan işbirlikleri kurmak durumundasınız.

Kazan kaybet ilişkisi güç merkezli bir noktaya kadar devam eder ancak sürdürülebilir olmaz. O nedenle her ilişkinizin kazan kazan felsefesi ile kurmaya çalışın. Kazan ve Kaybet, masallardaki iyiler ve kötüler hikayesinin bir sonucudur. Zihniyet meselesidir. Başındakinin zihniyeti toplulukları ziyan eder. Balık baştan kokar. İmam ve cemaat meselesidir.

Algılardır çünkü. Sorulan soruyu onu kendisinin yapıp yapmadığı şeklinde algılar. Ürün yapabiliyor musun? Fikir üretebiliyor musun? Strateji yapabiliyor musun? sorularının cevabı yapabiliyorum efendimdir. Bunu yapabilmek başka bir şeydir. Neden yaptığını bilmek ve onun değerini müşteri ile birleştirmek, iş modeli oluşturmak bilgeliktir. O soruyu kişisel olarak değerlendirdiğinde, soruyu yanlış anlarsın. Soru kabiliyet olarak görürsün, halbuki sorunun özü kollektif olarak müşterilere değer yaratabiliyor ve bu değerden bir katkı da sen alabiliyor musun? Kazan kazan modeller kurabiliyor musundur?

Tüm hayatını, masallar ve hikayeler ile geçirmiş bir nesle bu soruyu sorarsan, o zaman sana kendi egosu ile, yapabiliyorum efendim cevabını verecektir. Hayatını, ürün, fikir geliştirme konusunda geçirmiş insanlarda o ürünlerin nasıl geliştirileceğini anlatır. Ancak size para getirecek, değer kazandıracak şey, insanlara ne kazandırdığı, onların hangi işlerini çözdüğüdür.

Bu yolculuğa çıkarsan, müşteriye ve değere ulaşırsın. Ancak hikayenin sonuna sonuçlarına odaklanırsan, gitmeyeceğin yürümeyeceğin, yürüyebileceğini gösterdiğin, hikayeler ile bezenmiş, mış gibi yapan işler yapacaksın. Hayatları akıllı, uslu, derslerini yapan öğrenci olarak geçirmemişler mi? Evet ama bir noktada da manüplasyonu, sınıfın akıllı öğrencisi olmanın yanında kurnazı olmayı da becermemişler mi?

Çok dert etme. Bu şekilde bir zihin haritasından fazlasını beklemek anlamsız belki de. Steve Jobs’un söylediği gibi, biz yeniliği çapulcular ile, uyumsuzlar ile yaptık. Düzen insanları ile yeniliği yapmanız zordur. Detaylarını süreç ve sonuç odaklılık, sabit ve büyüme zihniyeti yazılarımda anlattım.

Gerçekler ile yüzleşin. Sahtelerinden kaçının. Doğru işi, doğru insanlar ile yapmaya çalışın. Yanlış işi doğru insanlar ile doğru işi yanlış insanlar ile çözemezsiniz. Gönlünüzü ve kalbinizi verdiğiniz insanlar ile doğru işleri yapın.

--

--

Ferhat Ünlükal
Ferhat Ünlükal

Written by Ferhat Ünlükal

Fintek sektöründe deneyime sahip bir liderdir. İş dünyasında girişimcilik ve değer yaratma üzerine, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır​.

No responses yet