Parçalayarak yönetme

Ferhat Ünlükal
3 min readSep 16, 2022

Dünyadaki egemen güçlerin genel stratejisidir. Böl parçala ve yönet. Bu stratejinin içerisinde oynayan katil fareler birbirlerini öldürmeye yeterler.

Dinlemenin olmadığı, neden sonuç ilişkilerin olmadığı noktada kavga daha da büyür. Tarafları kutuplaştıranlar, hain ve kahramanlar olarak iki sınıfa ayrıştırırlar.

Olayları dışarıdan değil, içeriden görenler suçlama kültürü ile bunu yenebileceğini düşünür. Ayrışma bu şekilde başlar ve tüm hızıyla devam eder.

Üzerinde düşünmemek, yargılarınız üzerinden gitmek en kolay yoldur. Yargı verilmiştir ve iş bitmiştir. Ancak gerçekler böyle olmayabilir.

Bir günah keçisi bulursanız, bu ortamda oynamak daha kolaylaşır. Tarihte de birçok örneği vardır. Perde arkası tamamıyla farklıdır.

Perdenin arkasını görebilmek için, derinini 5 nedenine inmeniz gerekir. Herşeyin bir sebebi vardır ve bu sebebi de ancak dinleyerek anlayabilirsiniz.

Politikacılarınız, katil fareleriniz olacak ve kişisel çıkarları için sizi istedikleri yöne yönlendirecektir. Karşı tarafı da dinlemezseniz o zaman sadece söylenenler içerisindeki dünyanın içerisinde hapis kalacak ve takımlar, şirketler, ülkeler çatışmalardan dolayı iyiye bölünecektir. Yakın Tarihimizdeki Kurtuluş savaşı ve onun karşısındaki güçlerin durumlarına yakından bakarsanız aynı hikayeyi göreceksiniz.

Bunu fark ettiğinizde, iş işten çoktan geçmiş olabilir. Geri dönmeye çalıştığınızda ise, kendinizi kanıtlamak için tek konu savaşmaktır. Yakın tarih bize bunu çok güzel aktarır.

Geçmişte bu savaşı verenlerin, bugün bu savaşları vermediğini mi düşünüyorsunuz. Karma onları da vuruyor. Çünkü onların arkasında da ataların geçmişi yatıyor.

Ancak bunları görebilmek için derinlere inmek gerekiyor. Birileri perde arkasından oynar, katil fareler yaratılır ve oyun oynanır, yandaş gözükenler kısa dönemde kazanır ancak uzun dönemde hepsi kaybeder. Bu çok sonrasında anlaşılır ancak ellerinde sadece doğruyu söyleyenler şereflerini korurlar.

Osmanlı İmparatorluğunu böyle bir hikaye tarihten sildi. Değişim, lokal güçlerin kısa dönemli güç zehirlenmesini çözer. Doğruluk, sonsuzluğun güneşidir nasıl olsa doğar. Anlamazsan ve analiz etmezsen parçalanırsın.

Uzun zamandır gelen sorunların, büyür ve gücünü kaybedersin. Yenilik ve değişimi ancak insandan başlatman gerekir ki, süreç sağlıklı olarak ilerleyebilsin. İşte değişim liderliği, hizmetkar liderlik, çevik liderlik bunu en derinlerine kadar hissedenlerin yapabileceği bir liderlik türü. 4. seviye dinleme gerektiriyor. Bireysel çıkarlar yerine kollektif bilinç kavramı ortaya çıkıyor. Organizasyonlarınız hiyerarşik’ten çevik yapılara geçiyor.

100 yıl önceki savaşın kazananı petrolü kontrolü altına alıyordu. Bugün ise, sorun Silikon vadisini kontrolümüz altına alamamız.

İkinci Dünya savaşının kökeni Almanların, Almanları yenmesiydi ve 2. Dünya savaşının kökeni ilk paylaşıma itiraz edenlerin tepkisinden doğdu. Bu diktatörlerin iktidar olmasını sağladı.

Genellikle egemen güç ile değil, onun kuklası ile savaşılır. Kuklalar toprakları ele geçirir ama sonunda egemen güçlere para akmış olur. Sonrasında onların kontrolündeki yapılar gelir ve yönetmeye başlar.

Ancak insanların egemenlik hakkı elinden alınamaz. İşte Kurtuluş savaşı bunu kanıtlayan ve diğer sömürge devletlere ilham olan bir mücadeledir.

Egemen güçler aldıkları ile daha fazlasına hükmetmek isterler. Bunu da ayrıştırarak, kamplaştırarak ve adamcılık ile yaparlar.

Herkes aynı hatayı yapabilir ve doğaldır. Ancak bazem ego, aklın önüne geçer. Bazen en iyisini yapmaya devam etmeye çalışırsın.

Ancak içlerinden biri çıkar ve bu duruma bir son verir. Atatürk bir Osmanlı subayıydı.

Elde ettiğiniz sıfatlar, rütbeler, tırnak içerisinde yazılır. Bunu tırnak dışına çıkarmak için, ilkelerinizi, ahlaki ve etik temelleri, kollektif bilince, insanlara faydayı unutmayın. Unutmayın ki, onlarda sizin sıfatlarınızı tırnak içerisine alarak anmasınlar.

Tırnak içine alınmamak için, her zaman güçlünün yanında değil, hakkın, adaletin yanında olun. Emirlere harfiyen uygulamak yerine onları sorgulayın. Güce taparak, güç zehirlenmesini yaratmayın. En büyük ve açık yalanları, en büyük gerçeklik gibi sunmayın. Kısaca mirasyedi gibi harcamayın.

Bu durum tarihin her evresinde oldu. İnsanın olduğu her yerde oldu. Egemenlerin koltukları altında serpilirsiniz, bundan güç alarak, her türlü şeyi yapabileceğinizi düşünürsünüz. Bunun karşılığında, paraya, mala, mülke, makama kavuşabilirsiniz. Biat ettiğiniz için ödüllerinizi alırsınız.

Ancak asla saygın olamazsınız, ama korkulan olabilirsiniz. Saygınlığı, para, mal ve mülk ile değiştirebilirsiniz. Ancak saygınlık bunlar ile alınmaz.

Kendinden güçlülere biat ederek, aciz olanlara, güçsüz olanlara, işini yapmaya çalışanların önünde aslan ve yırtıcı olurlar.

Baş edemediklerini, onları açığa çıkaranları, yalanlar ve iftiralar ile yok etmeye soyunurlar.

Her devrim adamı olmak kolaydır. Yanında oldukları güç, zayıfladıklarında, tekneyi ilk onlar terk ederler. Güç ve enerjilerini yeni güce vereceklerdir.

tırnak içinde yandaş, yanaşma ve tetikçi olabilirsiniz. Ancak sorun tırnak dışında ne olduğunuz önemlidir.

Tarihi okursanız, sonunu görmek çok zor değil ama içerisinde okumak en zor şey.

Gerçekten dürüst olarak mesleğini yapmaya çalışanlar, Uğur Mumcular vardır. Hiçbir koşul içerisinde başını eğmemiş, dik durmuş, gerçekliği asla yere düşürmemiş. Belki öldüler ama saygınlıklarını yitirmediler.

Bir yol zahmetlir. Yüksek ahlak, etik, yürek, vicdan gerektirir. Baskı, tehdit, iftiraya, tutsaklığa hazır olman gerekir.

Diğer yol kolaydır, parası pulu çoktur, makam mevki vardır.

Ancak unutma tarih Atatürk’ü, Umur Mumcuları yazar.

--

--