Linç Kültürü

Ferhat Ünlükal
4 min readMar 19, 2023

Sosyal medyanın yayılması ve herkesin elinde bir mikrofon olması, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı kolaylaştırdı. Acımasızca eleştiri ve linç kültürü giderek artan bir trend.

Eleştiriler karşısında, özür dileyenler bile, o öfke ve dinlemek istememe noktasında linçlemeye devam ediyorlar. Ünlü yazarlar, sanatçılar bile, diğerinin yerine geçip, ne düşündüğünü, üzüntüsünü anlamadan, hemen hızlıca bir topluluğu etiketlemeye ve bunun üzerinden ekmek yemeğe çalışıyor.

Kendi içerisindeki orta çağ kafası anlamına gelmiyor mu? Eleştirenler kendisi aynı etiketleme ve linç kültürünün bir parçası olmuyor mu?

Linç kültürü, bir kişinin toplumsal alanın dışına itildiği, modern bir dışlama yöntemi. Kendi şeytanları ile baş başa kalmak ve çoğunluğun kendi yanında olduğunu düşünenler, linç kültürünü çok seviyor.

Özellikle sosyal medyanın yayılması, bunu daha hızlı yayılan bir kültür haline dönüştürdü. Normal hayatta da oluyordu ancak bir noktada insan insana bakarak konular düşeliyordu ancak şimdi sosyal, dijital ortamda insanları tanımadan, ne olduğunu bilmeden, linçlemek daha kolay, zahmetsiz, çok popüler ve egoları besliyor.

Linçlenmek, kişiye olan desteği kesmek olarakta tanımlanıyor. İfade özgürlüğünün olmadığı ve sansürün olduğu, dinlenmek istenmeyen ortamlarda kişiler hakkında yargı makamı olarak hareket etmek istenebilir.

Hukuksal olarak güvensizlikte linç kültürünün yaratılmasında önemli etkenlerden. Son dönemde gördüğümüz, sosyal medyadan güç alan medyatik ünlüklerde, internet aktivizmini aşırıya kaçırarak linç başlatabiliyor. Bireyler ve topluluklara onları hiç tanımadan yapılan linçler gerçekten, orta çağın karanlıklarından dijital çağa süzülen kararlık hüzmeler gibi.

Son zamanlarda TT olmak isteyenler, konuları tırmandırarak, kendilerine yol açmaya çalışırken, her şeyden anlayan uzmanlarında türemesi, bu işin daha da içinden çıkılamaz hale dönüştürüyor.

4 Milyar aktif sosyal medya kullanısının yankı odaları, egoları, hırsları, ihtirasları, linç kültürünü daha da büyütüyor.

Binlerce kişi karşındaki tanımadan, hislerini anlamadan, onun ile empati kurmadan, ne hissedebildiğini düşünmeden düşmanca yorumlar yapmaktan çekinmiyor.

Galileo’nun linç edilmesi, toplumların karanlıkları artık insanların karanlık yüzleri içerisinde internetin ağ etkisi ile büyüyor.

Sosyal medyada bir olayı, kişiyi, paylaşımı hedef gösterren paylaşımların geniş kitlelerce yapılması linç kültürünün bir parçası.

Linç, ülkelere, kurumlara, kişilere yapılabiliyor. Kasıtlı şekilde haberlerin yayılması, mizah adı altında dalga geçme, linç davranışları. Bunlar, üzüntü, utanç yaratabiliyor. Kişiler mobbing’e uğruyorlar.

Platform ekonomileri linç kültürünün yayılmasına hizmet ediyor.

Sosyal medyada görünen, farklı yaşamlar, kıskançlıklar, kendini eksik hissetme duygusu, linç kültürünü besliyor.

Anonim hesaplar, bilgisi olmadan fikri olanlar, botlar linç kültürünü üssel olarak artmasına sebep oluyor.

Ünlüler ve fenomenler linçlere daha fazla maruz kalırken, maalesef kendileri de aynı linçleri başkalarına da yapabilmektedirler. Hırs ve öfke, farkındalığı maalesef ortadan kaldırıyor.

Televole kültürünün bir uzantısı, TT olma ve egosunu besleme aşkı ile insanlar kurban olarak seçilerek, meze yapılabiliyor. Dijital etik, ahlak kuralları, henüz hukuksal olarak netleştirilmemiş durumda. Bu dijital vatandaş olma bilinci ile şekillecek, dijital topluluk kuralları ile de kültür haline dönüşecek.

Nefret kültürü yaygınlaşıyor ve anonimlikten besleniyor. İnsanlar gerçek ve dijital ortamlarda farklı şekilde hareket ediyorlar. Sınırlandırma ortadan kalktığında, doğal koşullarına dönüyor, gündelik yaşamda kurmayacağı cümleleri, doğal ortamlarında kurmaya başlıyorlar.

Sinirlenebilirsiniz, öfkelenebilirsiniz, acımasızca eleştirmek isteyebilirsiniz, o kişi tanımıyor olabilirsiniz ancak kaba sözler, küfür, yaftalama, yargılama, etiketleme, olumsuz ve agresif davranışlar olayı daha çok linç kültürüne götürür. Linç kültürü, anonimlikten beslenir.

Münferit paylaşımlar yanında trol ordularının da oluşması bu kültürü daha da kötü hale dönüştürüyor. Hedef göstermek, nefret tohumları ekmek, gerçekleri çarpıtma, infial yaratma internet ile birlikte daha da etkili oluyor.

Her gün yeni kurbanlar ve günah keçileri bulunuyor. Gerçek hayatta bir şeyin arkasını incelerken, sanal ortamda herkes olayın içerisine düşer. Klavye delikanlılığı başlar.

Anonim olmak, görünmez olmak, sınırların ve hiyerarşinin ortadan kalkması, erişim kolaylığı, eşitlik, dijital dünyayı daha cazip kılıyor.

Büyüklenme, ego, narsizm, dürtüsellik dijital çağın en önemli hastalıklarından. Temel motivasyonları kabul görme ve empati yoksunluğu. Narsizm, tek ve özel olduğuna değerli kişiler olduğunu düşünür ve kabul görmek isterler. Başkalarının ihtiyaçları ile ilgilenmez, hedeflerine ulaşmak için başkalarını manüple ederler.

Gerçek olmayan, dopingli süper insanlar yaratan dijital dünya, kimlik bulanımları yaşatabilir.

Karşındaki yüzler seni ahlaka çağırabilir ancak internet üzerinde bunu yapabilecek bir kişi yoktur. Sanal ortam, duygusal becerileri muhakeme yeteneklerinizi olumsuz etkiliyor.

Sanal iletişim, empati sorunlarını getiriyor ve dürtüsel davranmaya itiyor.

Yankı odasında, algoritmalar, bize benzeyen, bizim gibi düşünen insanları karşınıza çıkartıyor. Evrenimiz küçülüyor ve yankı odalarına hapis oluyoruz. Daha zengin bir dünya olduğunu unutmayın.

Siber zorbalık, kırılgan ve inciltilmiş gençleri ortaya çıkartıyor. Zorbalığa maruz kalmak, öfke ve üzüntü uyandırıyor.

Dijital zorbalığa karşı, eğitim sistemimizde de reformlara ihtiyaç duyuyoruz. Akademik başarının her şey olduğu bir ortamda, değerler eğitimi görmeyen nesillerin, narsist kişiler olması kaçınılmaz.

Eğitim önce ailede, sonrada eğitim sisteminde devam eder. Dijital zorbalık ile farklılıklar oluşursa, birey ve yaşanılan toplum arasında daha sonra bir uçurum haline dönüşür.

Dijital yaşamda, sağlıklı bireyler için, linç kültürüne başvurmayalım. Bugün ünlüler, medyatik olma peşinde koşanlar, o gençleri linç etmeye çalışmalarını anlamakta güçlük çekiyorum. Kendi şeytanlarınız ile kalmaya devam ettiğiniz sürece, linç kültürünüz devam edecek. Ancak onun kendi şeytanları olduğunu anlayın gençler.

--

--